Mescid-i Nebevi'nin Sırları
PEYGAMBER MESCİDİNDEKİ SÜTUNLAR
1. Toplantı Sütunu
Hücre-i
Saadet ile Ravza arasındaki bir nolu sütundur. Hz. Peygamber bu direğin
bulunduğu yerde Medine’ye gelen heyetleri, elçileri ve misafirleri kabul
ederdi.Ayrıca ashabın ileri gelenleri ile de burada toplanır ve önemli
kararları burada alırdı.Bu nedenle buraya Heyetler Sütunu da denir.
2. Muhafız Sütunu
Toplantı
sütununun güney tarafındaki iki nolu sütundur. Hz. Ali ve emrindeki
sahabeler Hz. Peygamberi korumak için burada otururlardı. Hz. Ali,
Peygamber efendimizin özel muhafızlığını yapardı. Hz.Ali ile ilgili
hatıralar taşıyan bu sütuna Ali Sütunu da denilir.
Maide
Suresinin 67. ayeti nazil olunca Rasulullah Efendimiz evinden çıkmış ve
müminlere "Ey insanlar beni korumak için bir daha buraya gelmeyin,
bundan böyle beni Allah (CC) koruyacaktır" demiştir.
Maide Suresi 67. ayetin meali:
يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا
أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ
وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ إِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي الْقَوْمَ
الْكَافِرِينَ ((٦٧
Ey
resul rabbinden sana indirileni tebliğ et şayet bunu yapmazsan onun
elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır.
Doğrusu Allah kâfirler topluluğunu hidayete eriştirmez.
3. İtikaf Sütunu
Muhafız
sütununun güney tarafındaki üç nolu sütundur. Hz. Peygamber Efendimizin
itikafa girdiği yerdir.Peygamber Efendimiz burada hurma dallarından ve
yapraklarından yapılan bir sedirde oturur, ibadet eder ve istirahat
ederlerdi.
Peygamberimizin İtikafa girdiği bu yere Serir Sütunu da denir.
Peygamberimizin İtikafa girdiği bu yere Serir Sütunu da denir.
4. Tevbe Sütunu (Ebu Lubabe Direği)
Muhafız
sütununun batı tarafındaki ilk sütundur. Hendek savaşında Mekkeli
müşrikler Müslümanlarla savaşmak için Medine’yi kuşatmışlardı. Medine’de
yaşayan Yahudi Beni Kureyza kabilesi Medine’yi savunmak için
Müslümanlar ile anlaşma yapmışlardı. Yahudiler savaş başladıktan sonra
Müslümanlarla anlaşma yapmalarına rağmen hainlik yaparak Mekkeli
müşriklerle işbirliği yaptılar.
Hendek
savaşının sonunda Müslümanlar galip gelince Hz. Peygamber Yahudilerin bu
tutumuna çok kızdı ve bunlara ceza verilmesini istedi. Yahudiler
kendilerine nasıl bir ceza verileceğini öğrenmek için sahabeden Ebu
Lubabe ile istişare yaptılar. Bu ara Ebu Lubabe farkında olmadan
kendilerine nasıl bir ceza verileceği gibi bazı önemli bilgileri
Yahudilere söyledi.
Ebu
Lubabe birden hata yaptığını ve Hz. Peygambere ihanet ettiğini anlayınca
Mescidi Nebeviye geldi ve kendisini bir direğe bağlayarak Allah
tarafından tövbesi kabul edilene kadar hiçbir şey yiyip içmeyeceğine
dair yemin etti.
ALLAH
(CC) 7 gün sonra Ebu Lubabenin tövbesini kabul etmiştir ve bu konu ile
ilgili Enfal Suresi 27. ayet nazil oldu. Bunun üzerine bizzat Hz.
Peygamber Ebu Lubabeye tövbesinin kabul edildiği müjdesini vererek
iplerini çözdü.
Bundan dolayı bu sütuna Tevbe Sütunu denir.
Enfal Suresi 27. Ayet Meali:
Bundan dolayı bu sütuna Tevbe Sütunu denir.
Enfal Suresi 27. Ayet Meali:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا
تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنْتُمْ
تَعْلَمُونَ ((٢٧
Ey iman edenler Allah ve resulüne ihanet etmeyiniz. Emanetlere de ihanet etmeyiniz.
5. Hz. Ayşe Sütunu (Muhacirin Direği)
Hücre-i Saadet tarafından üçüncü ve minber tarafından üçüncü olan sütundur. Hz. Ayşe validemizin bildirdiğine göre Hz. Peygamber burası Mescidi nebevinin en önemli noktalarından biridir demiştir.
Peygamberimiz (SAV) kıblenin değiştirilmesinden sonra iki yada üç ay süreyle bu sütunun olduğu yeri mihrap olarak kullanmıştı.Daha sonra ise Muhallaka sütunun bulunduğu yer mihrap olarak kullanılmıştır.
Hücre-i Saadet tarafından üçüncü ve minber tarafından üçüncü olan sütundur. Hz. Ayşe validemizin bildirdiğine göre Hz. Peygamber burası Mescidi nebevinin en önemli noktalarından biridir demiştir.
Peygamberimiz (SAV) kıblenin değiştirilmesinden sonra iki yada üç ay süreyle bu sütunun olduğu yeri mihrap olarak kullanmıştı.Daha sonra ise Muhallaka sütunun bulunduğu yer mihrap olarak kullanılmıştır.
Hz
Ayşe’nin rivayet ettiği bir başka hadisi şerifte Peygamber Efendimiz
şöyle buyurmuştur. "Mescidimde bu sütunun yanında bir yer vardır ki,
insanlar onun faziletini bir bilselerdi orada namaz kılabilmek için
aralarında yarışırlardı’’
Ayrıca Mekke’den gelen muhacirler burada toplanır ve bir araya gelirlerdi. Onun için buraya Muhacirin Sütunu da denir.
6. Muhallaka Sütunu (Ağlayan Kütük)
Peygamber mihrabının bitişiğindeki sütundur. Mescidi Nebevi, ilk inşa edildiği zamanlarda Peygamber efendimiz hutbesini buradaki bir hurma kütüğüne dayanarak okuyordu. Bu kütük yıllarca Sevgili Peygamber(sav)’in sesini ve nefesini dinlemişti.
Peygamber mihrabının bitişiğindeki sütundur. Mescidi Nebevi, ilk inşa edildiği zamanlarda Peygamber efendimiz hutbesini buradaki bir hurma kütüğüne dayanarak okuyordu. Bu kütük yıllarca Sevgili Peygamber(sav)’in sesini ve nefesini dinlemişti.
Mescide Cuma namazını kılmak için gelenlerin sayısı günden güne artmaktaydı. Cemaatten birisi Peygamber Efendimize
-Ya Rasulullah! Cemaat gün geçtikçe daha da artıyor.Arka tarafta namaz kılanlar seni görmekte ve sesini duymakta zorluk çekiyorlar.Dilerseniz size bir minber yapalım.Siz de onun üzerine çıkarak cemaate seslenin.
Hz.Peygamber bu fikre sıcak baktı ve sonraki cumaya üç basamaklı bir minber yapıldı.Hz.Peygamber hutbe okumak üzere minbere çıktığı esnada mescidin içerisinde ağlama sesine benzer bir inilti duyulur
-Ya Rasulullah! Cemaat gün geçtikçe daha da artıyor.Arka tarafta namaz kılanlar seni görmekte ve sesini duymakta zorluk çekiyorlar.Dilerseniz size bir minber yapalım.Siz de onun üzerine çıkarak cemaate seslenin.
Hz.Peygamber bu fikre sıcak baktı ve sonraki cumaya üç basamaklı bir minber yapıldı.Hz.Peygamber hutbe okumak üzere minbere çıktığı esnada mescidin içerisinde ağlama sesine benzer bir inilti duyulur
Herkes mescidde iniltinin nereden geldiğini ararken bu iniltilerin hurma kütüğünden geldiği fark edilir.
Belliki kuru hurma kütüğü bile onun ayrılığına dayanamamıştır.Bunun
üzerine Sevgililer Sevgilisi(sav) minberden iner, o kütüğün yanına
gelir, okşar, teselli eder ve cennette dikilip sonsuza kadar müminlere
hurma verecek bir ağaç olacağını müjdeler.Kütüğün inlemeleri yavaş yavaş
azalır ve susar...
Peygamber(sav)’imiz daha sonra tekrar minbere çıktı ve hutbesini irad etti ve Allah'a hamd-ü senada bulunup şöyle dedi:
Doğrusu şu hurma kütüğü benim ondan ayrılışıma dayanamadığı için ağladı ve bana olan özleminden inledi.Vallahi yanına varıp onu teskin etmeseydim iniltisi kıyamete kadar kesilmeyecekti.
Peygamber(sav)’imiz daha sonra tekrar minbere çıktı ve hutbesini irad etti ve Allah'a hamd-ü senada bulunup şöyle dedi:
Doğrusu şu hurma kütüğü benim ondan ayrılışıma dayanamadığı için ağladı ve bana olan özleminden inledi.Vallahi yanına varıp onu teskin etmeseydim iniltisi kıyamete kadar kesilmeyecekti.
Hasan Basri(ra),
yıllar sonra bu olayı anlatırken ey Müslümanlar kuru kütük bile ALLAH
elçisinin sevgisinden, hasretinden ağlayıp inliyor... YA SİZ İNSAN
OLARAK NE YAPIYORSUNUZ der.
MİHRAPLAR
Mihrabı Nebevi
Peygamber
Efendimizin mihrabıdır. Peygamberimizin zamanında mescitte mihrap yok
idi. Hicri 91 yılında Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz, Peygamberimizin
namaz kıldırdığı bu yere mihrapların en güzeli olan Mihrab-ı Nebevi’yi
yaptırmıştır. Bu mihrapta yada yakınınında namaz kılmak, kılabilmek ne
büyük bir heyecandır, ne büyük bir mutluluktur. Allah (CC) herkese nasip
etsin İnşallah.
Hz. Osman Mihrabı
Mescidin kıble
tarafındaki duvarında bulunmaktadır. Hz. Osman (R.A.) Mescidin
genişletilmesinden sonra bu noktada namaz kıldırmaya başlamıştır. Ömer
Bin Abdülaziz tarafından yapılmış olup günümüzde halen namaz kıldırılan
yerdir.
Hanefi Mihrabı
Minberin sağ
tarafından 2. ve 3. sütunun arasında kalan mihraptır. Hanefi İmamlarının
namaz kıldırdığı mihrap olduğu için bu adla anılmıştır. Hicri 860
yıllarında Doğan Şehy tarafından yapılan mihrap daha sonra Hicri 938
yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yenilenmiştir.
Teheccüd Mihrabı
Teheccüd Mihrabı
Hücre-i Saadet’in
kuzey duvarına bitişik olan bölüm olup Peygamber Efendimizin teheccüd
namazını kıldığı yerdir. İşte kutsal toprakları ziyaret edenler için bir
fırsat daha, Sevgili Peygamberimizin teheccüd namazı kıldığı yerde
sizde teheccüd namazı kılmak istemezmisiniz.
MİNBER
Mescitte önceleri
bir hurma kütüğüne yaslanarak cemaate hitap eden Peygamber Efendimiz
için Hicretin 7. yılında üç basamaklı bir minber yapılmıştır. Sonraları
defalarca değişen ve yenilenen minber son olarak Osmanlı Sultanı Üçüncü
Murat tarafından 1590 yılında yeniden yaptırılmış ve mescitteki yerine
konulmuştur. Bu minber bugün halen kullanılan minberdir.
Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuştur.
''Evim ile minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir''
Hadiste geçen yer Hücre-i Saadet ile minber arasındaki yerdir. Allah(cc) herkese burada namaz kılmak ve dua etmek nasip etsin.
HÜCRE-İ SAADET
Mescidi Nebevi
inşa edilirken Peygamber Efendimiz için iki oda yapılmıştı. Bunlardan
biri Hz. Aişe'nin odasıydı ve Peygamberimiz son günlerini burada
geçirmiştir. Hicri 632 yılında ruhunu teslim eden Resulu Ekrem efendimiz
bu odaya defnedildi. Hz. Aişe'nin odası bundan sonra ''Hücre-i Saadet''
olarak anılmaya başlanmıştır.
Hz. FATIMA'NIN EVİ
Hz. Fatıma'nın
evi Hücre-i Saadet'in kuzey kısmında bulunuyordu. Ömer Bin Abdülaziz
zamanında mescitin genişletme çalışmaları çerçevesinde Hz. Fatımanın evi
Hücre-i Saadet'in içine katılmıştır.
Hz. EBUBEKİR'İN EVİ
Hz. Ebubekir'in
evi Hücre-i Saadet'in batı kısmında bulunmaktaydı. Hz. Ebubekir'in evine
konuk olup iki rekat namaz kılmak istermisin. Minberin olduğu yerden
batıya doğru yürüyün ve sütunları saymaya başlayın, 5. sütunun olduğu
yer Hz. Ebubekir Sıddık (R.A) evidir.
SUFFA
Mescid-i
Nebevinin kuzey doğusunda yer alır. Burası Resulallah'ın(sas) emri ile
üzeri hurma dalları örtülüp gölgelik yapılmıştı. Adınada gölgelik
manasına gelen ''Suffa'' adı verilmişti. Suffa; kimsesiz, bekar ve fakir
müslümanların barındığı ve Kuran eğitimi aldığı bir yer olmuştur.
Burada yetişen en ünlü sahabilerden birisi Ebu Hureyre(R.A.) dir.
MÜEZZİN MAHFİLİ
Hz. Osman (R.A.) ,
Bilali Habeş'in müezzinlik yaptığı yere zeminden yükseltilmiş ve etrafı
çevrilmiş bir mahfil yaptırmıştı. Hz. Osman (R.A.) sık sık namazlarını
burada kılıyordu. Daha sonra müezzin mahfili olarak kullanılan bu mekan
Memluk Sultanı Kayıt Bey zamanında tamamen mermerden yapılarak hizmete
devam etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder