4 Haziran 2012 Pazartesi

Kuba Mescidi



Kuba Mescidi


 KUBA MESCİDİNİN ESKİ HALİ

KUBA MESCİDİNİN ÇİFT TUĞRALI KAPISI


KÜBA MESCİDİ (ESKİ HALİ)


KUBA MESCİDİ VE ÇİFT TUĞRALI KAPISI
Yıl 2008, Hac yolculuğu nedeniyle Medine‘deyiz ve Kuba Mescidini ziyaret ediyoruz. Sevgili Peygamberimizin “Her kim burada namaz kılarsa bir umre sevabına nail olur” buyurduğu mescitten söz ediyorum. Yine biliyoruz ki, Efendimiz her cumartesi günü binekle veya yaya olarak Kuba Mescidi’ni ziyaret edip namaz kılardı, hatta nerede namaz kıldığı dahi bilinirdi.
Şimdi O Kuba Mescidi sizlere ömür. 1984 yılında tamamen yıkılmış ve yeni baştan yapılmış. Bugün yerinde ilk mescitle hiç alakası olmayan bir yapı duruyor.  Kur’ân-ı Kerim’de (Tevbe, 108) “İlk günden takva üzerine kurulan mescit” diye övülen Kuba Mescidi’nin Peygamber Efendimizin elinin ve alnının değdiği orijinal binası hazin bir hatıra şimdi.
Eski mescit ile yenisi arasındaki farkı hat sanatı uzmanı sevgili Uğur Derman Beyefendinin çektiği resimlerden anlıyoruz. Eski mescitteki Osmanlı kitabesi ve en önemlisi çift tuğralı giriş kapısı artık yok.
Osmanlı Padişahı II. Mahmud 1829 yılında,  Peygamber Efendimiz’in elinin ve alnının değdiği ve harap haldeki bu mescidi, ilk binasını koruyarak tamir ettirir. Tamir kitabesinin manzumesini şair Pertev Paşa’ya, kitabenin mermere yazım işini hat sanatımızın  üstatlarından Yesarizade Mustafa İzzet Efendi’ye, tuğraları da yine büyük tuğrakeşlerden Akif Efendi ve Haşim Efendi’ye yazdırmıştır.
Üstteki büyük tuğra, aslında devrin padişahına değil, ‘gerçek padişah’a aittir, yani Peygamber Efendimiz’e. Tuğranın içerisinde “Muhammedün-Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem” yazmakta, üst ve altındaki yazılarla birlikte “kelime-i tevhid” tamamlanmaktadır. Kitabenin altındaki küçük tuğraya gelirsek, işte o mescidi tamir ettiren II. Mahmud’un tuğrasıdır. Devrin padişahı, bu kutlu mescitte yerini gerçek padişaha terk etme edebini unutmuyor.
Osmanlı sultanlarının en zayıfından en kudretlisine kadar değişmeyen ortak faziletleri, Resûlullah’a karşı duydukları hürmet ve muhabbettir. İşte bunun taş üstündeki delili sayılabilecek olan ve bir benzeri de bulunmayan Kubâ Mescidindeki kitabe o sevginin ihtişamlı bir nişanesidir.
KÜBA MESCİDİNİN İÇİ



KÜBA MESCİDİNİN YENİ HALİ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder