قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : يَٓا اَيُّهَا الَّذِينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ. (سورة آل عمران، ٢٠٠)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : أى إيمان أدنلر ! صبرأدين و صبرده يارشن ده دوشمانلرينزى كجن و جحاد إيجن حظر و رابطالى بولونون و الله تعالى ، دان قورقونوز كى فلاح بولاسنز . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen- : Ey iman edenler! Sabredin ve sabırda yarışın da düşmanlarınızı geçin ve cihâd için hazır ve râbıtalı bulunun ve Allâhü Teâlâ’dan korkunuz ki felâh bulasınız.”
(Âl-i İmrân Sûresi, âyet 200)
Hicrî: 11 Muharrem 1447 Fazilet Takvim
ANCAK SABIR VE AZİMLE MUVAFFAK OLUNUR
Yavuz Sultan Selim Han, ordusuyla İran üzerine sefere çıkmıştı. Ancak Şah İsmail, karşısına çıkmaya cesaret edemeyerek devamlı kaçıyordu. Osmanlı ordusu aylarca dolaştığı hâlde, Şah İsmail’in ordusuyla karşılaşamamıştı. Uzun süre devam eden, yorgunluktan başka bir şey getirmeyen bu yolculuk, askeri perişan etmişti. Hele padişahın 40 menzile böldüğü yürüyüşle Tebriz’e kadar gideceği öğrenilince, asker ve hattâ bazı kumandanlar arasında bıkkınlık peydâ olmuş, orduda huzursuzluk zuhur etmişti. Eleşkirt civarına gelindiği zaman geri dönmek arzusuyla ordu, ayaklanma noktasına gelmişti. Yeniçerilerden bazılarının padişah otağına kurşun atacak kadar ileri gittikleri görüldü.
Bu hâl karşısında Sultan Selim Han, cesaretle otağından dışarı çıktı. Tek başına atına bindi. Atının üzerinde dimdik dururken:
“Düşmanımız olan mülhidler, askerini helâk olacakları mahalle sevk eylese, hepsi şevk ile çarpışır, gerekirse can verirler, bâtıl davaları yolunda yakıcı ateş olsa sel gibi girerler. Şimdi siz ise, Hak yolunda bize itaat etmediğiniz gibi bu uğurdaki azmimizi de zayıflatmak istiyorsunuz. Emîre itaat böyle mi olur? İtaatiniz sırf sözde midir?
Evlâd ü ıyâl kaygısı taşıyanlara müsaade ediyorum. Onlar, ailesinin yanına gidebilirler. Biz bu yola, dönmek için girmedik. Rahatı arayanlar, buraya yakışmaz. Allah yolunda sıkıntılara sabredebilecek gaziler bana yoldaş olsun, yeter. İsteyen geri dönsün. Bütün sıkıntılara, yorgunluklara karşı koymadan zafer nasıl kazanılır? Hedefimize yaklaşmışken geriye dönmek, büyük bir züldür. Tek başıma dahi olsa düşmana karşı çıkarım.” demiş ve atını sürüp gitmiştir.
Sultanın bu sabır ve kararlılığı sayesinde hiçbir asker geri dönmeden harekete devam edilip nihayetinde Çaldıran Zaferi kazanılmıştır.
Hicrî: 11 Muharrem 1447 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder