3 Temmuz 2025 Perşembe

ASHÂB-I KİRÂM’I SEVMEK, EHL-İ SÜNNET’İN ALÂMETLERİNDENDİR -2


 

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ تَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ الْوُضُوءَ خَرَجَتْ خَطَايَاهُ مِنْ جَسَدِهِ حَتَّى تَخْرُجَ مِنْ تَحْتِ أَظْفَارِهِ. (م)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم عبدستنى كوزلجه ( سنتلرينه و آدابنه رعايت أدرك ) آليرسه ، طرنقلرينيك آلطنداكيلر داخل ، بدننده كى بتون كونحلر جقار . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Kim abdestini güzelce (sünnetlerine ve âdâbına riâyet ederek) alırsa, tırnaklarının altındakiler dâhil, bedenindeki bütün günahlar çıkar.”

(Sahîh-i Müslim)

Hicrî:  07  Muharrem   1447  Fazilet Takvim

 

 

ASHÂB-I KİRÂM’I SEVMEK, EHL-İ SÜNNET’İN ALÂMETLERİNDENDİR -2

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Vedâ Haccı’ndan sonra Medîne-i Münevvere’ye döndüklerinde minbere çıkıp Allâhü Teâlâ’ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurmuşlardır:

“Ey insanlar! Ben, Ebûbekir’den razıyım, ona göre hakkını gözetin. Ben; Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Sa’d, Saîd, Abdurrahman bin Avf’ın hepsinden razıyım, bunu bilip ona göre haklarını gözetin. Ey insanlar! Muhakkak Allâhü Teâlâ, Bedir Gazâsı’nda ve Hudeybiye’de, Rıdvân Bey’at’inde bulunanları bağışlamıştır. Ey insanlar! Ashâb’ım hakkında, benim, sizin üzerinizdeki hakkıma riâyet edin. Onlar, benim akrabalarım ve en yakınlarımdır. Onlardan birisinin üzerinizde hakkı olduğu hâlde hiçbiriniz mahşer meydanına gelmesin, zira onların, sizin üzerinizde ödeyemeyeceğiniz kadar büyük hakları vardır! (Bir de onlara, elinizle ve dilinizle zulmetmiş olarak gelmeyin, helâk olursunuz!)”

Ashâb-ı Kirâm’a ve bizden önce dine hizmet etmiş olan İslâm büyüklerine karşı üzerimize düşen vazifeyi, Haşr Sûresi’nin 10. âyet-i celîlesi şöyle bildirmektedir -meâlen-:

“Onlardan (Muhâcirlerle Ensâr’dan) sonra gelenler şöyle derler: ‘Ey Rabb’imiz! Bizi ve imanda bizi geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla! İman etmiş olanlar için kalplerimizde bir kin bırakma. Ey Rabb’imiz! Muhakkak ki sen, Raûf’sun ve çok rahmet sahibisin.”

MUTFAĞIMIZ: Aşûre

Malzemeler: 1 kg döğme buğday, 2 kg şeker, yarımşar kg nohut, kuru fasulye, kuru üzüm, 1’er su bardağı pirinç, ince doğranmış kuru incir, ince doğranmış kuru kayısı, ceviz, nar tanesi, fındık, 3 tane ince doğranmış elma, biraz tarçın, 1 paket çam fıstığı, 1 paket kuş üzümü.

Yapılışı: Buğday, akşamdan pişirilir. Nohut, kuru fasulye, kuru üzüm, akşamdan ıslatılır. Ertesi gün ayrı ayrı haşlanır, suları süzülür. Bütün malzeme, büyük bir tencerede karıştırılır, aşûrenin kıvamına göre su ilave edilir. Kaynamaya başlayınca incir, kayısı, elma ve şeker katılır ve bal rengine gelinceye kadar pişirildikten sonra bekletilmeden kâselere konulur. Üzeri ceviz, fındık, nar, fıstık ve tarçınla süslenir. Bu malzemeden takrîben 40-50 kişilik aşûre çıkar.

Hicrî:  07 Muharrem  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder