عَنْ
عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ مَسْعُودٍ (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ) قَالَ ... لَقَدْ كُنَّا
نَأْكُلُ الطَّعَامَ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَنَحْنُ
نَسْمَعُ تَسْبِيحَ الطَّعَامِ . (ت)
رسول الله أفندمز
محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر
." عبدالله
بن مسعود ( رضى الله هنه ) ده دى : بز بيغمبر أفندمزيك ( صلى الله عليه وسلم
) ياننده يمك يركن يمكين الله تعالى ي
تسبيح أتديكنى ( اللهى ذكر أتديكنى ) إشتردك ."
“Abdullah bin Mesûd (r.a.) dedi: Biz Peygamber Efendimizin
(s.a.v.) yanında yemek yerken yemeğin Allâhü Teâlâ’yı tesbih ettiğini
(Allah’ı zikrettiğini) işitirdik.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 17 Şaban 1438 Fazilet
Takvimi
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V.) BİR MUCİZESİ
Vâsile bin Eska’ (r.a.) anlatıyor: Ben Ashâb-ı Suffe’den idim. Arkadaşlarım çok acıktıklarını söyleyip:
“Resûlüllâh’a git, bize yiyecek bir şeyler iste” dediler. Ben de Resûlüllâh’a gidip:
“Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım çok acıktılar.” dedim. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hemen:
“Yâ Âişe, yanında yiyecek bir şey var mı?” buyurdular.
Hz. Âişe: “Yâ Resûlallah! Yanımda sadece birkaç ekmek parçası var.” dedi.
“Onları getir” buyurdular. Bir torbanın içinde getirdi. Resûlüllâh (s.a.v.) bir tabak istedi. Ekmekleri tabağa boşalttı. Eliyle ekmek parçalarını karıştırmaya başladı. Tabaktaki ekmekler çoğaldı, nihâyet tabak doldu. Sonra:
“Yâ Vâsile, git, arkadaşlarından on kişiyi çağır, seninle on kişi olsunlar” buyurdu. Ben de arkadaşlarımı çağırdım. Benimle beraber on kişi gittik. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Buyurun, oturun. ‘Bismillah’ diyerek başlayın. Tabağın etrafından alın, üstünden, ortasından almayın. Zira bereket yemeğin üstüne iner.” buyurdular. Yediler ve hepsi de doydu. Sonra kalktılar. Tabakta Resûlüllâh’ın ilk koyduğu kadar ekmek kaldı. Eliyle ekmek parçalarını tekrar karıştırmaya başladı. Tabak doluncaya kadar ekmekler çoğaldı. Sonra:
“Yâ Vâsile, git arkadaşlarından on kişiyi çağır.” buyurdu. Ben on kişi daha getirdim. “Buyurun, oturun.” buyurdu. Onlar da oturup doyuncaya kadar yediler. Sonra kalkıp gittiler.
“On kişi daha getir’ buyurdu.” Ben de getirdim. Onlar da doyup kalktılar.
“Başka kimse kaldı mı?” buyurdular.
“Evet, on kişi kaldı.” dedim.
“Git, onları da çağır.” buyurdu. Gidip onları da çağırdım. “Buyurun, oturun?” buyurdular. Onlar da oturup doyuncaya kadar yediler. Sonra kalkıp gittiler. Tabakta yine ilk koydukları kadar kalmıştı. Bana:
“Yâ Vâsile, bunu Âişe’ye götür.” buyurdular.
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 17 Şaban 1438 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder