5 Ekim 2016 Çarşamba

YARATILIŞIN GÂYESİ ALLÂHÜ TEÂLÂ’YI BİLMEKTİR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَالَ يَعْنِي إِذَا خَرَجَ مِنْ بَيْتِهِ بِسْمِ اللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ يُقَالُ لَهُ كُفِيتَ وَوُقِيتَ وَتَنَحَّى عَنْهُ الشَّيْطَانُ. (ت)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ."    كيم أوندن جقاركن  " بِسْمِ اللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ " درسه اونه ، بو صنه يتر و سن محافظه أدلدن .! دنير . شيطان او كمسه دن اوزاقلاشر ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kim evinden çıkarken “Bismillâhi tevekkeltü alellâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” derse ona ‘Bu sana yeter ve sen muhafaza edildin.’ denilir. Şeytan o kimseden uzaklaşır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   02  Muharrem   1438  Fazilet Takvimi 

YARATILIŞIN GÂYESİ ALLÂHÜ TEÂLÂ’YI BİLMEKTİR


Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.): “İnsanlar uykudadırlar, öldüklerinde uyanırlar” buyurmuşlardır. Allâhü Teâlâ insanları bu cihâna kendisini bilsinler ve ona ibâdet etsinler diye gönderdi ve “Ben insan ve cinleri ancak bana ibâdet ve kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât sûresi, âyet 56) buyurdu.
İbn-i Abbâs (r.a.) âyetteki ‘bana ibâdet etsinler’ manasındaki ‘li-ya‘büdûn’ kelimesini ‘li-ya‘rifûn: beni bilsinler’ diye tefsîr etmişlerdir. Nitekim “Muhakkak ben gizli bir hazineyim. Bilinmeyi sevdim de bilinmek için insan ve cinleri yarattım” meâlindeki hadîs-i kudsî de buna şâhiddir. Öyle ise Allâhü Teâlâ’yı bilmek için çalışmalıdır. Bunun yolu da nefsi bilmekle ve nefsin hevâsını, kötü ahlâkını temizlemek suretiyledir. Peygamberimiz (s.a.v.) buna cihâd-ı ekber nâmını vermişlerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Yâ Muâz! Allâhü Teâlâ’nın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin?”
“Allah ve Resûlü en iyi bilir.”
Ona ibâdet ve kulluk edip hiçbir şeyi şirk koşmamaktır.” Sonra şöyle buyurdular:
“-Bunu yaptıklarında- Allâhü Teâlâ’nın onlara mutlaka vereceği karşılık nedir bilir misin?”
“Allah ve Resûlü en iyi bilir.”
Kullarına azâb etmemektir.
“Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” şehâdetini kalbinden sıdk (ihlâs) ile söyleyen her kula muhakkak Allâhü Teâlâ cehennem ateşini haram kılar.”
Günahkâr Müslümanların cehennemde azâb olunmalarının sebeblerinden biri ise gizli şirk yani riyâ (ve gösteriş)tir. Amelleri riyâdan temizlemek lâzımdır. Riyânın zıddı da ihlâstır. Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimiz yukarıdaki hadîs-i şerîflerinde sıdk (ihlâs) ile buyurarak ümmetine bu manayı işâret etmişlerdir. Sıdk ve ihlâs, kâsır akıllarla elde edilmez. Bunun yolu, ancak bir hakîki mürşid-i kâmile bağlanmaktır. (Aziz Mahmud Hüdâî, Risâle-i Cem‘ u Tefrîk)
Hicrî:   02  Muharrem   1438  Fazilet Takvimi 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder