قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ لَا يَسْتَحْيِى مِنَ
النَّاسِ لَا يَسْتَحْيِى مِنَ اللهِ. (ش)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ."
إنسانلردان حيا أتمين الله
تعالى، دان ده حيا أتمز ."
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“İnsanlardan hayâ etmeyen Allâhü Teâlâ’dan da hayâ etmez.”
(Hadîs-i
Şerîf, Musannef-i İbn-i Ebî Şeybe)
Hicrî: 19 Muharrem 1438 Fazilet Takvimi
MÜMİNLERİN CENNETTE DUÂLARI
Elmalılı Hamdi merhum Yunus sûresinin 8, 9 ve 10. âyet-i kerîmelerini şöyle tefsir etmiştir:
Kötü vasıflar ile vasıflanmış bulunan imansızlar yok mu? Muhakkak bunların son yatakları ateştir. Yani o gönül verip mutmain oldukları dünyada kalacak değiller, cehenneme gideceklerdir. Bunlara mukâbil: Îmân edib sâlih amel işleyenleri, onların Rabbi kendilerini imanları sebebi ile dosdoğru muradlarına erdirecek, altlarından ırmaklar akan naîm cennetlerine koyacaktır. Orada bütün duâ ve nidâları “Sübhânekellâhümme” duâsıdır. Allahü Teâlâ’yı hep böyle tesbih ve tenzih edecekler ve orada tahiyyeleri (Allah’tan, melâikeden aldıkları iltifat ve birbirlerine verdikleri sağlık temennileri) yalnız selâmettir. Ve duâ ve zikirlerinin sonu “Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn”dir.
Dünyada bu zevk ve lezzetin misâli namazdır. Ve yine dünyada Müslümanlar cennet ehlinin bu zevkine hemhâl olmak için her duâ ve ibâdetlerinin sonunda bir Fâtiha okurlar. Çünkü insanlar dünyada âdet edindikleri yaşayışla ve hâlet-i rûhiyye ile ölecekler ve öldükleri gibi diriltileceklerdir.
Dünya hayatına mutmain olup da Hakk’a karşı küfür içinde yaşayanlar cehenneme gidecektir. İman ve şükür ehli ise selâm ve selâmetle “Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn” diyeceklerdir.
Şimdi o cehenneme gidecek olan kâfirler: Bu hak vaîdleri yalanlayıp kendilerine bir şer olan azâbı, bir hayır ister gibi isteyerek “Allah öyle kâdir de azâbını niye tehir ediyor? Şimdiden hesâbımızı görüverse ya, başımıza taşlar yağdırıverse ya!...” mı diyorlar? Veya dünyada başlarına bir sıkıntı gelince sabredemeyip “Allah canımızı alsa” mı diyorlar?
Allâhü Teâlâ ise (Yunus sûresi, 11. âyette) şöyle buyurmaktadır (meâlen): “Eğer Allah, insanlara şerri, onların hayrı çarçabuk istedikleri gibi alelacele verecek olsa idi ecellerini kendilerine yetiriverir (onları helâk eder)di. Fakat bize kavuşmayı arzu etmeyenleri kendi azgınlıkları içinde bırakırız, körü körüne giderler.” (Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri)
Hicrî: 19 Muharrem 1438 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder