قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ: دَخَلَ رَجُلَانِ الْجَنَّةَ، صَلَاتُهُمَا وَصِيَامُهُمَا
وَحَجُّهُمَا وَجِهَادُهُمَا وَاصْطِنَاعُهُمَا لِلْخَيْرِ وَاحِدٌ، وَيُفَضِّلُ
أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ بِحُسْنِ الْخُلُقِ كَمَا بَيْنَ الْمَشْرِقِ
وَالْمَغْرِبِ. (كنز)
" نمازلرى اوروجلرى ،
حاجلرى ، جهادلرى و اشله دكلرى خيرلرى بر اولان ايكى كشى جنته كيره جك . فقط بري (
نين مقامى ) كوزل آخلاقى سببيله دوغى ايله
باطى آراسنداكى مسافه قدار آرقاداشندان اؤستون اولاجاقتر ."
“Namazları, oruçları, hacları, cihadları ve işledikleri hayırları
bir olan iki kişi cennete girecek. Fakat biri(nin makamı) güzel ahlâkı
sebebiyle doğu ile batı arasındaki mesafe kadar arkadaşından üstün
olacaktır.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 11 Muharrem 1437 Fazilet Takvimi
“KADINLAR, HÂLİD GİBİ BİR ER DOĞURMAKTAN ÂCİZDİR”
Hazret-i Ebûbekir’in (r.a.) halifeliği zamanında Hazret-i Hâlid bin Velid (r.a.) kumandasındaki İslam ordusuna karşı İran kisrası da büyük bir ordu çıkarmıştı.
Bu sırada Benî Vâil Hıristiyanları Esved Acelî’yi kendilerine kumandan tayin ederek Fırat nehri üzerindeki Leys isimli köyde toplandılar. İran ordusunun kumandanı Câbân, askerini yanına alarak Leys mevkiine vardı ve orada toplanmış bulunan Hristiyan Arabların yanında ordusunu kurdu.
İranlılar, henüz yemek yemek için sofralarını sermişlerdi ki İslâm askerleri ile Hâlid bin Velid (r.a.) göründü. “Acaba harbe hemen girişelim mi, yoksa askeri doyurup da sonra mı harb edelim?” dediklerinde Câbân “Eğer size fırsat verirlerse yiyebilirsiniz” derken Hazret-i Hâlid yetişip ordusunu kurdu ve hemen harb meydanına çıktı.
Hıristiyan Arab’ın reislerinden Mâlik bin Kays ona karşı çıktı. Hâlid bin Velid, derhal onu öldürdü. Bunun üzerine Arablar arasında muharebe kızıştı. İranlılar da bir taraftan harbe girişti. Yardım yetişir ümidiyle çok sebat ve şiddetli mukavemet ettiler. Lâkin sonunda bozuldular ve çok kırıldılar. Kan, sel gibi aktı. İran müşrikleri ile Hıristiyan Arabların ölüleri yetmiş bine vardı.
O gün muharebe meydanı al kana boyandı, gayet geniş bir lâle bahçesine döndü. O lâle bahçesinin bir ucunda İranlılar’ın beyaz yufkalar ile donatılmış sofraları da yer yer beyaz çiçeklerle donatılmış serpintilere benzerdi. Hazret-i Hâlid onlarla askerine bir mükemmel ziyafet verdi.
Arablar elek kullanmadıklarından unu kepekten ayırmaksızın pişirirlerdi ve ekseriya yedikleri arpa ekmeği idi. Buğday unundan yapılmış beyaz ekmek ve yufka bilmezlerdi. Bu beyaz yufkaları görünce ceylan derisinden yapılmış yazı kâğıdı sandılar. “Bu beyaz deriler nedir?” dediler. Lâkin tattılar, hoşlandılar ve ondan sonra beyaz yufkaya alıştılar.
Sonra Hazret-i Hâlid zafer müjdesi ile esirlerin ve ganimet mallarının miktarını Halifeye bildirdi.
İşte o zaman Ebûbekr-i Sıddîk radıyallahu anh Hazretleri, “Kadınlar, Hâlid gibi bir er doğurmaktan âcizdir” diye buyurdu. (Hz. Ebûbekir, Çamlıca B.Y.)
Hicrî: 11 Muharrem 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder