23 Ekim 2015 Cuma

İLİM AMEL ETMEK İÇİN ÖĞRENİLMELİDİR




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَذَابًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَالِمٌ لَمْ يَنْفَعْهُ عِلْمُهُ. (هب)
" قيامة كوننده أك شتدتلى عذابه اوغراياجق اولان انسان ، ( عمل أتمديغى ايجون ) علمى كندسينه ايده ورمين عالم در ."
Kıyâmet gününde en şiddetli azaba uğrayacak olan insan, (amel etmediği için) ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir.”
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 19  Zilhicce 1436   Fazilet Takvimi

İLİM AMEL ETMEK İÇİN ÖĞRENİLMELİDİR


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• “Kıyamet günü, dört şeyden sorulmadıkça kulun ayakları kımıldamaz:
Ömrünü nerede tükettiğinden,
Gençliğini (kuvvetini) nereye harcadığından,
Malını nereden kazanıp neye harcadığından,
İlmi ile ne amel işlediğinden.(Sünen-i Dârimî)
• “Nice câhil âbidler (ibâdet edenler) ve nice fâsık (günahkâr) âlimler vardır. İbadet edenlerin câhillerinden ve âlimlerin günahkârlarından kendinizi sakınınız. Muhakkak bunlar fitnecilerin en tehlikelisidir.” (el-Câmiu’s-Sağîr)
İlmihâli öğrenmemiş bir câhil, yaptığı ibadetle Rabbini gazablandırıp şeytanı güldürür, (farzları ve şartları bilmediği için) hiçbir ameli makbul olmaz. Günahkâr âlimin ilmi ise kendisine vebaldir. Muhakkak bu ikisi, kişinin dinine şeytandan daha çok zarar verir. Şeytan onlar vasıtasıyla insanların kalblerinden imanı çıkarır.
• “Kıyâmet gününde insanlardan azâbı en şiddetli olanı (amel etmediği için) ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir.”
• “Bilmeyenlere yazıklar olsun. Bilip de ilmiyle amel etmeyenlere üç defa yazıklar olsun.”
• “Allâhü Teâlâ peygamberlerinden bir peygamberine şöyle vahyetti:
‘Dîn ilmini dînden başka şey için öğrenenlere, ilim öğrenip de amel etmeyenlere ve âhiret ameliyle dünyâyı kazanmaya çalışanlara de ki:
Onlar insanlara karşı koyun postuna bürünürler. Kalpleri ise kurtların kalpleri gibidir. Dilleri baldan tatlıdır, kalpleri ise sabır otundan acıdır. Beni mi aldatacaklar, yahut benimle alay mı ediyorlar. Zâtıma yemin ederim ki onlara en sabırlı ve tahammüllü olanlarını bile hayrette bırakacak bir fitne takdîr edeceğim.”
• “İnsanlara hayrı; iyiliği emredip kendisini unutan âlimin misâli insanları aydınlatırken kendisini yakan mum gibidir.”
• “Allâhü Teâlâ kıyâmet gününde âlimleri muâf tutmadığı nice şeyden ümmîleri (okumak yazmak bilmeyenleri) muaf tutar, affeder.”
Hicrî: 19  Zilhicce 1436   Fazilet Takvimi




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: سَلُوا اللهَ عِلْمًا نَافِعًا وَتَعَوَّذُوا بِاللهِ مِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ. (هـ)
" الله تعالى دان فايدالى علم استينز فايده ورمين علم دن اللهه صغننز ."

Allâhü Teâlâ’dan faydalı ilim isteyiniz. Fayda vermeyen ilimden Allâh’a sığınınız.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 20  Zilhicce 1436   Fazilet Takvimi

İLİM AMEL ETMEK İÇİN ÖĞRENİLMELİDİR


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Ümmetimin en hayırlıları âlimleridir. Âlimlerin en hayırlıları da ümmetime en merhametli olanlarıdır. Biliniz ki muhakkak Allâhü Teâlâ bilenin bir günahını bağışlamadan önce bilmeyenin kırk günahını bağışlar. Biliniz ki muhakkak merhametli âlim, kıyâmet gününde yıldızlar gibi her tarafı aydınlatan nur ile gelir.
“Muhakkak cehennemde bir değirmen vardır ki (ilmiyle amel etmeyen) kötü âlimleri öğütür.”
“Cennetliklerden bir topluluk cehennemliklerden bir topluluğa uğrarlar ve:
Neden cehenneme girdiniz. Hâlbuki biz cennete ancak sizin öğrettiklerinizle girdik” derler.
“Biz size onu emreder, lâkin kendimiz işlemezdik” derler.
Hz. Ali (k.v.) buyurdu:
“İlim ameli çağırır. Eğer gelirse ne âlâ, gelmezse ilim de gider.”
Bişr-i Hâfî (k.s.) buyurdular:
İlim onunla amel eden için güzeldir. Kim ilimle amel etmezse ona, onun kadar zarar verici birşey olmaz.(Zemmu men lâ ya‘melü bi-ilmihî, İbn-i Asâkir)

NÜKTE: KABİLİYETLİ ÇOCUK

Sultan Mahmud Han bir gün tebdîl-i kıyafet gezerken, mektepli bir çocuğa rast gelip ona bir altın verir. Çocuk altını kabul etmez. Sultan Mahmud Han:
“Niçin almıyorsun?” der. Çocuk:
“Bu altını nerden aldın diye anam babam kızarlar.” der. Sultan Mahmud Han:
“Padişah verdi dersin.” Çocuk:
“Hiç inanmazlar. ‘Padişah verince bir altın mı verir?’ derler. Hiç olmazsa şu cüz kesemi doldurmalısınız ki, padişahın vermiş olduğuna inansınlar.” der.
Bunun üzerine Sultan Mahmud Han çocuğun cüz kesesini altınla doldurur
Hicrî: 20  Zilhicce 1436   Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder