25 Ekim 2015 Pazar

CENNETE GİRDİREN ÜÇ ŞEY



قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَمَا زَادَ اللهُ عَبْدًا بِعَفْوٍ إِلَّا عِزًّا. (م)‏
" ألله تعالى ( انتقام آلمايه كوجى يتتغى حالده )  عفوه دن بر قولون عزت و شرفنى محقق آرترر ."
Allâhü Teâlâ, (intikam almaya gücü yettiği halde) affeden bir kulun izzet ve şerefini muhakkak artırır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 6 Muharrem 1437  Fazilet Takvimi

CENNETE GİRDİREN ÜÇ ŞEY


Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet etti: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
“Allâhü Teâlâ üç şey kendisinde bulunan kimsenin hesabını kolaylaştırır ve onu cennete koyar.” buyurdular. Ben:
“Onlar nedir yâ Resûlallâh.” dedim. Peygamberimiz (s.a.v.):
“Seninle alakasını kesen akrabalarını sıla-i rahim yaparsın, ziyaret edersin.
Seni mahrum edene, sana vermeyene sen verirsin.
Sana haksızlık yapanı affedersin.” buyurdular. (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

PADİŞAH’IN HASSASİYETİ

Osmanlı padişahlarının devlet ve millet hassasiyeti her şeyin üstünde idi. Bu hususta asla taviz vermezler, her kim devlet malına veya halka bir zarar vermek isterse onu şiddetle cezalandırırlardı. Sultan Üçüncü Selim Han’ın (1789-1807) sadrazamın vekili olan (ordu ile birlikte seferde olan) sadaret kaymakamına yazdığı bir hatt-ı hümayunu şöyledir:
“Kaymakam Paşaya: Yeni Padişah olduğumdan, devletimin bütün yapılan işlerini, bilhassa gelir ve giderinin ne olduğunu bilmek ve anlamak isterim. Çünkü bunları bilmek, benim için son derece gereklidir. Hem bu dünyada hem de âhiret gününde bundan hesaba çekileceğim. Bu hususta beni bilgilendirmeyip doğru bilgiler vermeyen kişiler Allâh’ın gazabına uğrasın!..
‘Gelir ve gideri bu tarafta (İstanbul’da) konuşmak ve görüşmek orduda karışıklık meydana getirir’ diyorsun. Açıkça, orduda olanlar devletimin yok olmasını ister, düzenini istemezler (demek istiyorsun). Ben padişahım, elbette her şeyin bir düzene girmesini istiyorum ve bu kat’î emrimdir. Hususiyle, bütün bu yapılanlar, Müslümanların beytülmaline ihanettir. Bu hususta siz bari insaflı davranın. Ne derece zorluk var? Veya sizde din gayreti diye bir şey yok mu? Bu devletin gelir gider defterlerini ortaya çıkarıp ehl-i vukuf (bilirkişiler) ile görüşüp danışıp, verilmemesi gereken yerlere bir kuruş dahi harcama yapmayın. Savaş gemilerine ve sefer hazırlıklarına ait giderlere elden geldiğince bir düzen verin. Giderler bu tarafta (İstanbul’da), zimmet defteri (gelir defteri) ordunun elinde nasıl olur?
Giderler nerde ise gelirler de orada olması gerekir. Bu hususta danışarak, doğru ve faydalı olan neyse onu yapın, Allah aşkına...”
Hicrî: 6 Muharrem 1437  Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder