عَنْ
أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ مَا
رَأَيْتُ أَحَدًا أَكْثَرَ مَشْوَرَةً لِأَصْحَابِهِ مِنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
(ت)
" ابو هريره ( رضى الله عنه ) شويله بويوردى . آصحابيله رسول الله دان ( صلى الله عليه وسلم )
داها جوق استشاره ادن هج كمسه كورمدم . "
Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle buyurdu: “Ashâbıyla Resûlullâh’dan (s.a.v.) daha çok istişâre eden hiç kimse görmedim.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 15 Şaban 1436 Fazilet
Takvimi
İSTİŞÂRE EDEN PİŞMAN OLMAZ
Bir iş hakkında bazı kimselerin görüşüne müracaat etmeye, onlara danışmaya ve fikir alışverişinde bulunmaya istişâre denir. Bir yerde toplanıp istişârede bulunan topluluğa şûrâ; kendisiyle istişâre edilen kişiye müsteşar denilir.
İstişâre edilecek kimse güvenilir ve hayırsever olmalıdır. Kanâatinin aksine fikir beyan edip karşısındakini aldatan hâinlik etmiş olur. Danışılan şey kendisine ait olsa kendi hakkında ne düşünüyorsa başkası hakkında da öyle düşünüp fikir beyan etmelidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Her kim, kendisiyle istişârede bulunan, danışan kardeşine bildiği halde hayrın ve doğrunun aksine bir şey söylese, fikir beyan etse şüphesiz ona hıyânet etmiş olur.” buyurmuşlardır.
Dinin esaslarına ait hususlarda istişâreye izin yoktur. Hakkında kat’î delil bulunmayan yerlerde; dünya işleri, idârî ve ictimâî meselelerde istişâre sünnettir.
Âyet-i kerîmede Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) Ashabıyla istişârede bulunması emredilmiştir. Bu emir, Peygamber Efendimiz’in onların görüşlerinden istifâde etmesi için değildir. Onların akıllarının, fikirlerinin derecesini bilmesi ve kendilerine olan sevgi ve muhabbetlerini anlaması içindi. Onlarla istişâre ederek, onlara olan muhabbetini göstermiş ve onların kıymetini arttırmıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünya işlerinde ve idârî işlerinde, hatta husûsi işlerinde bile Ashâbıyla istişârede bulunurlardı. Bir hadîs-i şerîfte “Hiçbir topluluk, istişâreden zarar görüp helâk olmamıştır. İstişareyi terk etmek ise helâke sebep olur.” buyurmuşlardır.
Allâhü Teâlâ Resûlullâh’a (s.a.v.) istişâre yapmayı emir buyurması, ümmeti için istişârenin lüzumunu ve ehemmiyetini bildirir. İstişârenin ne kadar mühim olduğunu şu hadîs-i şerîfler göstermektedir:
• “İstihâre eden mahrûm olmaz; istişâre eden pişman olmaz; iktisât eden (israf etmeyen), fakirlik sıkıntısı çekmez.”
• “Bir millet istişâre yaptıkça işlerinin en doğrusuna yol bulmuş olur.”
Hicrî: 15 Şaban 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder