قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
... شَهْرٌ كَتَبَ اللهُ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ
وَسَنَنْتُ لَكُمْ قِيَامَهُ فَمَنْ صَامَهُ وَقَامَهُ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا
خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ. (هـ)
".... رمضان آي ، اوروج طوطولماسى فرض قلنان بر آيدر بنده
سيزه كجه لرنده ( تراويح ) نمازى (نين غضيلتينه و حق اولدوغو ) نه إنانراق و
مكافاتينى اؤميد أدرك قلارسه آناسندان دوغدوغى كون كبى كوناحلرندان جقار ."
“… Ramazân ayı, oruç tutulması farz kılınan bir aydır. Ben de size
gecelerinde (terâvih) namazı(nı) sünnet kıldım. Her kim orucu tutar ve
(teravih) namazı(nın faziletine ve hak olduğu)na inanarak ve mükâfâtını
ümid ederek kılarsa anasından doğduğu gün gibi günahlarından çıkar.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 28 Şaban 1436 Fazilet
Takvimi
Hicrî: 1 Ramazan 1436 Fazilet
Takvimi
ASR-I SAÂDETTE TERÂVÎH NAMAZI
Ramazân-ı şerif ayına mahsus olan terâvih namazı bir gece
namazıdır. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz tarafından bu gece ibâdetine
“Kıyâm-ı Ramazan: Ramazan namazı” unvanı verilmiştir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) bu namazın her dört rek’atinde bir
müddet istirâhat buyurduklarından “Terâvîh namazı” denilmiştir.
Terâvih namazının yirmi rek’at olarak cemâatle kılınması ve hatimle kılınmasının sünnet olması gibi hususiyetleri vardır.
Terâvih namazı kılmak îmandan bir şûbe olduğu için İmâm-ı
A‘zam Ebû Hanîfe Hazretleri: “Terâvih namazı, sünnet-i müekkededir”
buyurmuştur.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.), Ramazan yani Terâvih namazını birkaç gece
müstesna olmak üzere tek başına kılmağa devam buyurmuşlar, ashâbını da, “Her
kim Ramazanda terâvîh namazının hak olduğuna inanarak ve riyâ
karıştırmayarak Allah rızâsı için kılarsa onun geçmiş günahları
bağışlanır.” buyurarak teşvik etmişlerdir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Ramazan’da mescid-i saâdette itikâf
için hasırdan bir hücre yaptırmışlardı. Ramazan-ı şerifin son on gününde
birkaç gece buradan çıkıp cemâatle hem farz ve hem de terâvîh namazı
kıldırmıştı. Nihayet cemâatin çoğaldığını görünce bir gece, yalnız yatsı
namazını kıldırıp odasına çekilmiş, terâvih için çıkmamıştı. Resûl-i
Ekrem’in (s.a.v.) hücresinden çıkması için bazı ashâb öksürmeğe başladı.
Resûl-i Ekrem çıktı ve:
“Cemâatle teravih namazı kılmak hususunda sizde gördüğüm bu arzu ve
iştiyâk dâimidir. Fakat böyle cemâat hâlinde bu ibâdete devâm ederken
terâvihin farz kılınmasından ve farz kılındıktan sonra hepinizin
cemâatle kılamamanızdan korkarım...” buyurmuşlardır.
Teravih namazı Hazret-i Ömer zamanından itibaren (artık farz olma
ihtimali kalmadığından) Resûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) ilk zaman
kıldırdığı gibi tekrar cemaatle kılınmaya başlandı.
Hicrî: 1 Ramazan 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder