قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
لا يَكُونُ الْمَرْءُ عَالِماً حَتَّى يَكُونَ بِعِلْمِهِ عَامِلاً. (إحياء)
بيغمبرأفندمز
صلى الله عليه وسلم بويوردولر . " كشى بلدكلريله عمل أتمدكجه حقيقى عالم
اولاماز ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kişi, bildikleriyle amel etmedikçe hakîki âlim olamaz.”
(Hadîs-i Şerîf, İhyâu Ulûmiddîn)
Hicrî: 7 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet
Takvimi
ALLAH İŞLERİN YÜCE OLANINI SEVER
Ahmed Cevdet Paşa (d. Lofça 1823- v. İstanbul 1895) değerli bir âlim ve büyük bir devlet adamıdır. Hizmetinde bulunduğu Sultan İkinci Abdülhamid Han: “Allah rahmet eylesin! Cevdet Paşa âlim bir adamdı. Arapça ilimlerde müderris olduğu gibi diğer ilimlerde ve fenlerde de âlimdi. Ben ondan, onun ilminden çok istifade ederdim” diyerek takdir etmiş ve onu “ayaklı kütüphane” olarak da vasıflandırmıştır.
Ahmed Cevdet Paşa medrese hatıralarını şöyle anlatıyor: Küçükken Lofça müftüsü Hafız Ömer Efendi’den Arabî ilimleri okumaya başladım. Fevkalade gayret ile az vakitte Arapçada haylice ilerledim. Şer‘î ilimlerde de biraz meleke kazandım. Halebî ve Mültekâ okudum. Daha sonra ilimlerin mukaddimesi sayılan mantık ve beyan gibi ilimlerle meşgul oldum. Artık âli (yüksek) ilimler tahsili için İstanbul’a gitmem lüzumlu göründü. Yaşım ise henüz on beş-on altı civarında idi. Gerçi babam ve annem bir tarafa gönderilmeme razı olmuyorlardı ama bence gençlik günlerini beyhude zâyi etmemek için İstanbul’a gitmek işin doğrusu idi.
1839 senesi başlarında İstanbul’a geldim. Rumeli kazaskerliği dairesinde yapılan imtihana girip kadılık yoluna girdim. Medreselerin tahsil günlerinde okunan derslerden başka tatil günlerinde muhtelif mevzulara dair pek çok risaleler ve eski tarz üzere hesap, cebir, hendese (geometri) ve hey’et (astronomi) ve sair hikmet ilimlerine dair pek çok kitaplar okudum.
O devirde tahsil günleri senenin neredeyse yarısı kadardı. Ben ise yalnız bir defa Ramazan-ı Şerif’te sıla-i rahim için Lofça’ya gittim ve bir defa da münasip bir vesile ile Selanik, Serez ve Drama taraflarını dolaştım. Diğer vakitler hep İstanbul’da kalıp gece gündüz ilim tahsili ile meşgul olur; tatil günlerinde, tahsil günlerinden fazla malumat kazanırdım. Bence tatil günleri bayram günlerinden ibaret idi. Bu bakımdan diğer talebenin on senede tahsil edemediği ilim ve fenleri beş-altı sene zarfında tamamladım. Bu şekilde âli ilimler tahsiline gayret edegeldiğim halde boş vakitlerde de “İlim kuyudur, müzakere onun kovasıdır” diyerek müzakere ve ders okutmakla meşgul olurdum.
Hicrî: 7 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder