ARININ BAL YAPMA SIRRI
Arı faydalı bir canlıdır. Onda hikmet-i azim vardır.
Zira Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de onun halinden haber verdi.
وَأَوْحَى رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ
Rabbın bal arısına da şöyle vahyetti: dağlardan ve ağaçlardan ve kuracakları köşklerden göz göz evler edin
(Nahl Suresi Ayet 68)
Ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) dahi mü’minleri arıya teşbih etti ve şöyle buyurdu: Mü’minin meseli arının meseline benzer ki necis şey yemez. Sadece temiz olanı yer ve hiç nesne koymaz; ancak temiz koyar. Hem akıllı canlıdır. Evlerini, peteklerini ki altıgen düzer ve duvarları dümdüz kâğıt gibi yapar, ondan sonra bal yapmaya başlar.
Arıların reisi olur ki kapısında durur, her arı ki içeri girer. Reis onu koklar, eğer arı necis nesne yemişse girmeye koymaz, onu iki para eyler, öldürür. Ve eğer hem necis hem tahir yemiş olsa bir vızıltı eder dahi içeri kor, girer.
Ali bin Ebi Tâlib (Kerremallahü vechehü) demiştir ki; bal arının kanadı altında hâsıl olur ki, bal Allah Teâlâ’nın kudreti iledir. Bal devalar hazinesidir. Zira deva olan şeyleri dövseler, bala katsalar ta ki bal onları saklar terbiye eder. Şöyle ki bir nesneyi bal içine koysalar gayet latif olur. Üzüm, süt ve eti bir parça bal içine koysalar bal onları taze tutar ve kokutmaz. Ve içinde bir nesne vardır ki manevi ağırlığı giderir. Yani siniri ve fasitliği giderir.
Sirkencübin: Ballı sirke
Bal ve sirke karışımı bir şerbettir ve baldan faydalıdır. Zira onun terkibi bal ve sirkedir. Ve dahi Hazreti Allah cennet nimetleri zikrinden önce suyu, sonra balı zikretti. Birçok nimetler kokar ancak bal kokmaz.
Allah Tealâ arının ağzında şifa, kuyruğunda zehir yaratmıştır. Ve Süleyman Aleyhisselam arının nasıl bal yaptığını görmeyi diledi. Ta ki onu bir şişeye koydu ve daima nazar etti. Arı peteklerin üzerinde dolaşmaya başladı, evvela şişenin içini mumla kapladı sonra bal yaptı. Süleyman Aleyhisselam buyurdu ki “Sırrı takdiri, Hüda’yı âlidir ki bunu hiç kimse bilemez.”
Arının beyi her zaman dışarı çıkmaz. Çıkarsa bütün arılar dahi onu izler. Arının silahı iğnesidir ki bu sebepten kimse yuvalarına gelemez; ama arıların kraliçesi kendi iğnesini evvelden çıkarır. Kimseye zarar veremez. Her arı ki bir insanı soksa başı üstüne düşer ve ölür. Ve dahi arının ekseriyeti dişi olur ve erkeğiyle muamelesi olmaz. Arının erkeği bal yapmaz, harap eder, bu sebepten erkeği çıkarırlar sadece reis arı kalır. Arı güzel sesi sever ve o sese gelir. Eğer mumdan bir çanak yapsalar ki deliği olmasa onu bir kese içine koysalar o sudan tatlı tatlı su emer. Arının bal yapışı da böyledir.
(Acayibü’l Mahlûkat ve Garayibü’l Mevcûdat)
Zira Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de onun halinden haber verdi.
وَأَوْحَى رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ
Rabbın bal arısına da şöyle vahyetti: dağlardan ve ağaçlardan ve kuracakları köşklerden göz göz evler edin
(Nahl Suresi Ayet 68)
Ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) dahi mü’minleri arıya teşbih etti ve şöyle buyurdu: Mü’minin meseli arının meseline benzer ki necis şey yemez. Sadece temiz olanı yer ve hiç nesne koymaz; ancak temiz koyar. Hem akıllı canlıdır. Evlerini, peteklerini ki altıgen düzer ve duvarları dümdüz kâğıt gibi yapar, ondan sonra bal yapmaya başlar.
Arıların reisi olur ki kapısında durur, her arı ki içeri girer. Reis onu koklar, eğer arı necis nesne yemişse girmeye koymaz, onu iki para eyler, öldürür. Ve eğer hem necis hem tahir yemiş olsa bir vızıltı eder dahi içeri kor, girer.
Ali bin Ebi Tâlib (Kerremallahü vechehü) demiştir ki; bal arının kanadı altında hâsıl olur ki, bal Allah Teâlâ’nın kudreti iledir. Bal devalar hazinesidir. Zira deva olan şeyleri dövseler, bala katsalar ta ki bal onları saklar terbiye eder. Şöyle ki bir nesneyi bal içine koysalar gayet latif olur. Üzüm, süt ve eti bir parça bal içine koysalar bal onları taze tutar ve kokutmaz. Ve içinde bir nesne vardır ki manevi ağırlığı giderir. Yani siniri ve fasitliği giderir.
Sirkencübin: Ballı sirke
Bal ve sirke karışımı bir şerbettir ve baldan faydalıdır. Zira onun terkibi bal ve sirkedir. Ve dahi Hazreti Allah cennet nimetleri zikrinden önce suyu, sonra balı zikretti. Birçok nimetler kokar ancak bal kokmaz.
Allah Tealâ arının ağzında şifa, kuyruğunda zehir yaratmıştır. Ve Süleyman Aleyhisselam arının nasıl bal yaptığını görmeyi diledi. Ta ki onu bir şişeye koydu ve daima nazar etti. Arı peteklerin üzerinde dolaşmaya başladı, evvela şişenin içini mumla kapladı sonra bal yaptı. Süleyman Aleyhisselam buyurdu ki “Sırrı takdiri, Hüda’yı âlidir ki bunu hiç kimse bilemez.”
Arının beyi her zaman dışarı çıkmaz. Çıkarsa bütün arılar dahi onu izler. Arının silahı iğnesidir ki bu sebepten kimse yuvalarına gelemez; ama arıların kraliçesi kendi iğnesini evvelden çıkarır. Kimseye zarar veremez. Her arı ki bir insanı soksa başı üstüne düşer ve ölür. Ve dahi arının ekseriyeti dişi olur ve erkeğiyle muamelesi olmaz. Arının erkeği bal yapmaz, harap eder, bu sebepten erkeği çıkarırlar sadece reis arı kalır. Arı güzel sesi sever ve o sese gelir. Eğer mumdan bir çanak yapsalar ki deliği olmasa onu bir kese içine koysalar o sudan tatlı tatlı su emer. Arının bal yapışı da böyledir.
(Acayibü’l Mahlûkat ve Garayibü’l Mevcûdat)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder