12 Haziran 2025 Perşembe

İNSANLARIN AYIPLARINI ARAŞTIRMAMALIDIR


قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : طُوبَى لِمَنْ شَغَلَهُ عَيْبُهُ عَنْ عُيُوبِ النَّاسِ. (هب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : نه مطلى او كمسيه كى ، كندى عيبى ( نى كورمك ) ، اونى ، باشقاسنيك عيبلرينى كورمكدن آلقويدى . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Ne mutlu o kimseye ki, kendi ayıbı(nı görmek), onu, başkasının ayıplarını görmekten alıkoydu.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:  16  Zilhicce   1446  Fazilet Takvim

 

 

İNSANLARIN AYIPLARINI ARAŞTIRMAMALIDIR

 

Allâhü Teâlâ’nın rızasını kazanmak, kendisinde insaniyet nurlarının tecellisini görmek isteyen bir kimse, başkalarının vakar ve haysiyetine dokunacak sözlerden dilini muhafaza etmelidir.

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurmuşlardır ki: “Müslümanların şeref ve haysiyetlerine ait kötü sözlerden dilini tutan kimseye, Allâhü Teâlâ, rahmet buyursun.”

Kusursuz insan olmaz. Bu sebeple başkalarının bazı kusurlarını görüp de katî bir lüzum görülmedikçe, bunlardan bahsetmek, sahibinin aleyhinde söz söylemek câiz değildir.

Şeyh Sâdî’nin (rah.) dediği gibi “Gül ile diken, beraberdir. Sen gülü al, dikene bakma. Tavusun kanatlarındaki o rengârenk vaziyeti görmeyip de yalnız ayaklarına bakmak uygun mudur? Sırf ayıpları söylemeye, bizim ne hakkımız vardır?”

İnsanlarda ahlâkî güzelliklerle beraber bazı kusurlar da bulunabilir. Artık bunu açığa çıkarmaya bizim hiçbir hakkımız yoktur.

Yine Şeyh Sâdî (rah.) diyor ki: Nizâmiye Medresesi’nde tahsilde bulunuyordum. Arkadaşlarımdan biri, bana haset ediyordu. Bu hâli hocama arz ettim. Baştan aşağıya edep numunesi olan hocam, bu maruzatımı işitir işitmez fevkalâde hiddet göstererek dedi ki:

“Eğer o arkadaşın, nefsine uyup sana haset ederek Cehennem yolunu tutmuşsa sen de bir başka yoldan o arkadaşına kavuşacaksın, gıybet etmekle sen de ahlâkî olmayan bir harekette bulunmuş oluyorsun.”

Meşhurlardan Mühelleb’e, bir kimse haksız yere kötü sözler söylemiş. Mühelleb ise hiç mukabelede bulunmamış. “Niçin bu kadar hilim gösteriyorsun?” demişler. Mühelleb de demiş ki: “Ben, o adamın kötülüklerine vâkıf değilim. Belki onda olmayan bir şeyi, ona isnat eder, iftirada bulunmuş olurum!”

İşte bu, en yüksek ahlâkî bir terbiyedir.

Ancak fâsık (açıkça günah işleyen) ve bidat sahibinin bu hâllerinden, insanları uyarmak için bahsedilebilir.

Hicrî:  16 Zilhicce  1446  Fazilet Takvim

                                                                                                            

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder