عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ : نَزَلَ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا جِبْرِيلُ كَيْفَ رَأَيْتَ عِيدَنَا فَقَالَ: لَقَدْ تَبَاهَى بِهِ أَهْلُ السَّمَاءِ. (ك)
أبو هريره ( رضى الله عنه ) دان شويله روايت اولندى : جبرائل عليه الصلوة والسلام ، ( بر قربان بايرامى كونى ) بيغمبر أفنديمز صلى الله عليه وسلم ، ء كلدى . بيغمبريمز ( صلى الله عليه وسلم ) ، اونه ‘ أى جبريل ! بايرامنزى نصل بولدون ؟ ’ ديه سؤآل بيوردولر . اوده ‘ محقق سما أهلى ، اونونله إفتحار أديورلر . ، ده دى . "
Ebû Hüreyre (r.a.)’ten şöyle rivâyet olundu: “Cebrâîl aleyhissalâtü vesselâm, (bir kurban bayramı günü) Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e geldi. Peygamberimiz (s.a.v.), ona ‘Ey Cibrîl! Bayramımızı nasıl buldun?’ diye suâl buyurdular. O da ‘Muhakkak semâ ehli, onunla iftihar ediyorlar.’ dedi.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 10 Zilhicce 1446 Fazilet Takvim
PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARI KANÂATKÂRDI
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in Mescid-i Nebevî’nin yanına inşâ ettikleri, Ümmehât-ı Mü’minînin (hanımlarının) odaları çok sâde idi. Hasan-ı Basrî Hazretleri diyor ki: “Hazret-i Osman’ın halifeliği zamanında Peygamber Efendimizin pâk hanımlarının evlerine girdim, tavanına elimle dokunabiliyordum.”
Velîd bin Abdülmelik zamanında bu hücreler mescide dâhil edilirken Saîd bin Müseyyeb (r.a.) ona demişti ki:
Keşke mümkün olsa, bunları hâli üzere muhâfaza edebilseydin de insanlar binâ yarışından vazgeçselerdi. Dünya hazînelerinin anahtarları elinde bulunan Peygamberi için Mevlâ’nın râzı olduğunu insanlar görselerdi.
Hazret-i Âişe’nin ve Hazret-i Sevde’nin odaları mescidle aynı tarzda, taş temeller üzerine kerpiçten yapılmışlardı ve tavanları yoktu. Sonraları üzerlerine hurma dalları konularak ve toprakla örtülerek kapatılmıştır. Diğer odaların temelinde taş yoktu.
Hazret-i Âişe vâlidemiz buyurdular ki: O zaman evlerde kandil bulunmazdı. Birisi “Niçin kandil bulunmazdı?” diye sorunca şöyle cevap verdi: “Eğer elimizde kandilde yakmak için yağ bulunmuş olsaydı onu yerdik.”
Hazret-i Âişe radıyallâhü anhâ, kardeşi Hz. Esmâ’nın oğlu Urve’ye şöyle demişti: Vallâhi hemşîrezâdem! Biz peygamber hanımları hilâle bakar, görürdük. Sonra bir hilâl daha görürdük. Üç hilâl tamamlardık da (yani iki ay geçerdi de) Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in hâne-i saâdetlerinde bir ateş parçası yanmazdı (yemek pişmezdi).
Urve radıyallâhü anh dedi ki: “Ey teyze! Ya sizin azığınız ne idi, sizi ne yaşatırdı? diye sordum. Şöyle cevap verdi: “Hurma ile su. Şu kadar ki Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in Ensâr’dan komşuları, bunların da sağmal koyunları vardı. Koyunlarını sağarlar, sütlerinden Resûlullah Efendimize (s.a.v.) hediye ederlerdi; Resûlullah da ondan bize içirirdi.”
Hicrî: 10 Zilhicce 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder