قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ عَبْدٍ يُصَلِّي الصَّلَوَاتِ الْخَمْسَ وَيَصُومُ رَمَضَانَ وَيُخْرِجُ الزَّكَاةَ وَيَجْتَنِبُ الْكَبَائِرَ السَّبْعَ إِلَّا فُتِّحَتْ لَهُ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ فَقِيلَ لَهُ اُدْخُلْ بِسَلَامٍ. (ن)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بش وقيت نمازنى قلان ، رمضاى شريف اوروجونى طوطان ، ذكاتنى ورن و يدى بيوك كوناحدان صاقنان هر بر قل إيجن ألبتده جنت قابلارى آجلير و كندسنه ‘ سلامتله جنته ’ كير دنيلير . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ Beş vakit namazını kılan, Ramazân-ı şerîf orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük günahtan sakınan her bir kul için elbette Cennet kapıları açılır ve kendisine ‘selâmetle Cennet’e gir’ denilir.”
(Sünen-i Nesâî)
Hicrî: 15 Zilhicce 1446 Fazilet Takvim
MEVLÂYA HAKKI İLE İTAAT EDEN MAĞLUP OLMAZ
Hicret’in 15. senesinde Hz. Ömer radıyallâhü anh’in devrinde yapılan Yermük Harbi’nde Bizans İmparatoru Hirakl, İslâm orduları tarafından hezimete uğratılmıştı. Bu harpte, Bizans ordusu 240 bin askerden müteşekkildi. Müslüman ordusu ise 36 bin civarında idi.
Hezimete uğrayan ordu kumandanları, Antakya’da Hirakl’in huzuruna gelince onlara kızarak, mağlup olmanızın sebebi nedir?” diye sordu. Komutanların önde gelenlerinden yaşlı ve bilgili birisi söz alarak:
“Bunu, size açıklayayım. Evet, onlar da bizim gibi insan fakat onlar, geceleri namaz kılarlar, gündüzleri oruç tutarlar, ahidlerine bağlıdırlar, iyilikle emreder, kötülükten nehyederler, birbirlerine karşı dâima insaflıdırlar. Biz ise içki içer, zina eder, haram işleriz; verdiğimiz sözlerde durmayız, devamlı kavga eder, zulmederiz; kötülükle emreder, Rabbimizin razı olduğu şeylerden nehyederiz; yeryüzünde bozgunculuk çıkarırız.” dedi. Bunun üzerine Hirakl, “Evet, doğru söyledin.” diyerek onu tasdik etti.
Nitekim Hazret-i Ömer (r.a.), Sa’d bin Ebû Vakkâs (r.a.)’e yazdığı bir mektubunda demiştir ki:
“Ben, sana ve askerlerine her hâlinizde Allâhü Teâlâ’ya karşı takvâ üzere olmanızı emrediyorum. Zira takvâ, düşmana karşı en büyük hazırlık ve yardımcıdır; harp için en kuvvetli tedbirdir. Yine sana ve orduna, düşmanlarınızdan sakındığınızdan daha fazla, Allâhü Teâlâ’ya karşı isyandan; günahlardan sakınmanızı emrediyorum. Zira askerlerin günahları onlar için, düşmanlarından daha korkutucudur. Ve Müslümanlar da düşmanlarına karşı, düşmanlarının, Allâhü Teâlâ’ya isyanları sebebiyle yardım olunurlar. Yoksa biz, düşmanlarımızın karşısında duramayız. Zira onların adedi, bizim adedimizden, hazırlıkları, bizim hazırlıklarımızdan kat kat üstün olmaktadır. Eğer günah ve isyanda müsâvî olursak elbette düşmanlarımız, bizden daha kuvvetli ve üstün olurlar. Ve şâyet Allâhü Teâlâ tarafından yardım olunmazsak, kendi kuvvetlerimizle onları mağlup edemeyiz.”
Hicrî: 15 Zilhicce 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder