31 Mayıs 2024 Cuma

KURBAN NİSÂBI VE VACİP OLMASININ ŞARTLARI


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ وَجَدَ سَعَةً فَلَمْ يُضَحِّ فَلَا يَقْرَبَنَّ مُصَلَّانَا. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم مال كنشليكى ( إمكان ) بولورده قربان كسمزسه صاقن بزم مسجدمزه ياقلاشماسيك . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Kim mal genişliği (imkân) bulur da kurban kesmezse sakın bizim mescidimize yaklaşmasın.”

(Müsned-i Ahmed)

Hicrî:    23  Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

KURBAN NİSÂBI VE VACİP OLMASININ ŞARTLARI

 

Kurban nisâbı: Aslî ve zarûrî ihtiyaçlarından başka, fitre vacip olacak kadar malı-parası olan, hür ve mukîm erkek ve kadın her Müslümana kurban kesmek vaciptir.

Bu malın -zekât nisâbında olduğu gibi- artabilecek mal olması ve üzerinden bir sene geçmesi şart değildir.

Aslî ve zarûrî ihtiyaçlar şunlardır: Evi, evinin kâfî miktarda eşyası, bineği (atı veya arabası), üç türlü giyeceği -yani iş elbisesi, günlük giydiği elbise, bayram ve benzeri günlere mahsus elbisesi- kendisinin ve nafakası kendisi üzerine vacip olanların bir aylık nafakalarıdır. Bundan fazla olarak 80,18 gr altın veya aynı kıymette başka bir şeye sahip olan kimselerin sadaka-i fıtır (fitre) vermesi ve kurban günlerinde kurban kesmesi vacip olur.

Kurban kesmeye mahsus olan günlerde (bayramın 1. 2. ve 3. gününde ve Şâfiî Mezhebi’nde 4. günü dâhil, akşam vaktine kadar) zengin (yani nisâba mâlik) olan kimsenin de kurban kesmesi vacip olur.

Hür, mukîm ve nisâba mâlik bir Müslümanın küçük çocukları için de kurban kesmesi müstehabdır. Zâhiru’r-Rivâye’de böyledir. Fetva, buna göredir. İmâm Hasan bin Ziyâd’ın, İmâm-ı Âzam Hazretlerinden rivâyetine göre ise bu kişinin, küçük çocuğu için kurban kesmesi vaciptir.

İmâm-ı Âzam ve İmâm Ebû Yûsuf Hazretlerine göre kurban kesmekle mükellef olmak için, akıllı ve bâliğ (ergin) olmak şart değildir. Delinin ve henüz bâliğ olmamış çocuğun mallarından, babaları yahut vasîleri, kurban keser ve onlara yedirirler. Yediklerinden artanı, bunlar için (elbise gibi) kendisi ile faydalanılan bir şey ile değiştirebilirler. Fakat İmâm Muhammed’e göre kurban kesmekle mükellef olmak için, akıllı ve bâliğ olmak şarttır.

Hicrî:    23 Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

30 Mayıs 2024 Perşembe

TARAFINDAN YAPILAN SEFERLER VE MUHASARALAR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَوَّلُ جَيْشٍ مِنْ اُمَّتِى يَغْزُونَ مَدِينَةَ قَيْصَرَ مَغْفُورٌ لَهُمْ. (خ)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : قيسر،يك شهرينه ( إستانبوله ) ، أمتمدن غزايا كيدن إلك آسكرلر ( يك كوناحلرى ) باغشلانمشدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Kayser’in şehrine (İstanbul’a), ümmetimden gazâya giden ilk askerler(in günahları) bağışlanmıştır.”

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:    22  Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 


İSTANBUL’A MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN YAPILAN SEFERLER VE MUHASARALAR

 

Müslümanların İstanbul üzerine seferleri ilk olarak Halife Hz. Osman (r.a.) zamanında 656 (H. 35/36), Şam Valisi Hz. Muâviye’nin (r.a.) emrindeki donanma ve ordu ile başlamıştır. Ancak bu seferde İstanbul’a kadar gelinememiştir.

• 668 (H. 48) Hz. Muâviye’nin (r.a.) halifeliği zamanında Süfyan bin Avf Hazretleri kumandasında sefer yapılmıştır. Bu sefere Peygamberimizin mihmandârı Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.) Hazretleri de katılmış ve şehit olmuştur.

• 674’den 680’e kadar Hz. Muâviye’nin (r.a.) son zamanlarında yapılmıştır.

• Emevî Halifesi Süleyman bin Abdülmelik’in kardeşi Mesleme kumandasında, 715’te denizden ve karadan yapılmıştı.

• 722’de Emevî Halifesi, İkinci Yezîd bin Abdülmelik zamanında yapılmıştır. Bu seferde, İstanbul’da bir câmi yaptırılmıştır.

• 782/783’te Abbasî Halifesi Mehdî’nin oğlu Harun Reşid’in kumandasındaki ordu ile yapıldı.

• 854’de Abbasî Halifesi Mütevekkil zamanında yapıldı. İslâm orduları Kadıköy önlerine kadar gelmiş olmasına rağmen şehir, tam manasıyla kuşatılamadan dönmek mecburiyetinde kalmışlardır.

• 869/870’te, Abbasî halifelerinden Muhammed el-Mühtedî zamanında yapıldı. Dört ay sürdü ve bir anlaşma yaparak geri döndüler.

• 870’te Abbasî halifelerinden, el-Mu’temid zamanında yapıldı. Bizans haraca bağlandı.

• 1391’de Osmanlı Sultanlarından ilk defa Yıldırım Bâyezid Han, İstanbul’u muhasara etti.

• 1395’te Yıldırım Bâyezid Han’ın ikinci muhasarası oldu.

• 1397 başlarında Yıldırım Bâyezid Han tarafından yapıldı.

• 1400-1402’de Yıldırım Bâyezid Han tarafından yapıldı.

• 1411’de Fetret Devri’nde Şehzâde Mûsâ Çelebi tarafından yapıldı.

• 1422’de Sultan İkinci Murad Han tarafından yapıldı.

• Nihayet 1453’te Sultan İkinci Mehmed Han tarafından yapılan muhasara ile fetih müyesser oldu. (Osmanlı Tarihi, Çamlıca B.Y.)

Hicrî:    22 Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

29 Mayıs 2024 Çarşamba

İSTANBUL’DA BULUNAN SAHÂBE-İ KİRÂM KABİR VE MAKAMLARI -2


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذٰلِكَ الْجَيْشُ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : قوسطنطنيه ( إسطانبول ) ألبتده فتهديله جكدر. اونى فتهدن أمير ( قوماندان ) ، نه كوزل أميردر و او اوردى ، نه كوزل اوردودر !’’ . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Kostantîniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir. Onu fetheden emîr (kumandan), ne güzel emîrdir ve o ordu, ne güzel ordudur!”

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:    21  Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

 

 

İSTANBUL’DA BULUNAN SAHÂBE-İ KİRÂM KABİR VE MAKAMLARI -2

 

Peygamber Efendimizin vahiy kâtibi ve mihmandârı olan Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri, İstanbul’da şehit olmadan önce son anlarında iken kendisine bir vasiyetin var mı diye sorduklarında şöyle buyurmuştu: “Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizden; İstanbul’un yakınına sâlih bir kimsenin defnolunacağını işitmiştim. Umarım ki o sâlih kimse ben olayım. Bu sebeple ne olur, beni surlara doğru yaklaştırın da orada ruhumu teslim edeyim!”

Vefat ettiğinde vasiyeti üzerine defnedilmiştir. 1453’te İstanbul’un fethine katılan, devrinin büyük âlimi Şeyh Akşemseddîn Hazretleri tarafından keşfen kabrinin yeri bulunmuş ve işaret ettiği yer açıldığında üzerinde “Hâzâ Kabru Ebî Eyyûb” (Bu, Ebû Eyyûb’un kabridir) yazılı bir kitâbe çıkmıştır.

İstanbul’u fethe gelen bazı Sahâbîlerin Ayvansaray Caddesi üzerinde sur dibinde bulunan hazîrede defnedildiği, Osmanlı kaynaklarında kaydedilmektedir. Bundan dolayı burası Sahâbeler Hazîresi olarak da anılmaktadır. Buraya ilk türbe Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından inşâ edilmiştir. Ebû Şeybe el-Hudrî (r.a.) Hazretleri, Hamdullâh el-Ensârî (r.a.) Hazretleri ve Ahmed el-Ensârî (r.a.) Hazretlerinin de kabirleri burada bulunur.

Bir de sur içinde bulunan sahabe kabirleri vardır. Hazret-i Şu’be (r.a.) ve Hüsâm bin Abdullah el-Ensârî Hazretleri bunlardandır. Bunlar, Bizans imparatoruyla anlaşarak, onun verdiği izinle şehre girip, Ayasofya’da namaz kılmış ve daha sonra şehri dolaşıp çıkacakları sırada Bizanslı askerler tarafından saldırıya uğrayarak şehit düşmüşlerdir.

Hazret-i Şu’be’nin (r.

a.) kabrinin iki tarafında bulunan pencerelerin üzerinde iki ayrı kitâbede de şunlar yazılıdır: “Şefâat eylesin dersen Resûlü, ziyâret eyle Ashâb-ı Sûru.”

Hüsâm bin Abdullah (r.a.) Hazretleri de sur içinde medfundur. Evliyâ Çelebi’ye göre bu zatın bulunduğu mahallede çok sayıda Ashâb-ı Kirâm medfûndur ve buraya “ser verip sır vermeyen” mekân denilmektedir.

(İstanbul’da Bulunan Ashâb-ı Kiram Kabir ve Makamları, Sarayburnu Kitap)

Hicrî:    21 Zilkâde  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"