19 Ocak 2015 Pazartesi

CENNET VE CENNET EHLİ




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
 وَالَّذِي اَنْزَلَ الْكِتَابَ عَلَى مُحَمَّدٍ اِنَّ اَهْلَ الْجَنَّةِ لَيَزْدَادُونَ جَمَالًا وَحُسْنًا كَمَا يَزْدَادُونَ فِي الدُّنْيَا قَبَاحَةً وَهَرَمًا. (ش)
"  قرآن كريمى محمده ( صلى الله عليه وسلم ) إندرن اللهُ تعالى يه يمين أدرمكى جنت أهلنيك دنياده جركنلكلرى وياشليلقلرى هر كون آرتدغى كبى جنته ده  كوزلكلرى آرتاجقتر . " 
 ( حديث شريف مصنه فى ابن ابى شيبه )
“Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed’e (s.a.v.) indiren Allâhü Teâlâ’ya yemin ederim ki, cennet ehlinin dünyâda çirkinlikleri ve yaşlılıkları her gün arttığı gibi cennette de güzellikleri artacaktır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Musannef-i İbn-i Ebî Şeybe)
Hicrî: 28 Rebîulevvel 1436   Fazilet Takvimi  

CENNET VE CENNET EHLİ



Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ  قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ رَبُّكُمْ عَزَّ وَجَلَّ 
أَعْدَدْتُ لِعِبَادِيَ الصَّالِحِينَ مَا لا عَيْنٌ رَأَتْ ، وَلا أُذُنٌ سَمِعَتْ ، وَلا خَطَرَ عَلَى قَلْبِ بَشَرٍ ،
“Allâhü Teâlâ ‘Sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın hatırından geçirmediği ni’metler hazırladım.’ buyurdu.
اقْرَءُوا إِنْ شِئْتُمْ     
 Dilerseniz (bunu beyan eden) şu (Secde sûresi, 17.) âyeti okuyun:
فَلا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ      
سورة السجدة آية  17
“Onların yaptıkları amellere mükâfat olarak gözlerin aydın olacağı şeylerden neler saklanılmış olduğunu artık hiçbir kimse bilmez.”
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ  رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ , عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ , أَنَّهُ قَالَ : "  إِنَّ فِي الْجَنَّةِ شَجَرَةً ، يَسِيرُ الرَّاكِبُ فِي ظِلِّهَا مِائَةَ عَامٍ لَا يَقْطَعُهَا ، اقْرَءُوا إِنْ شِئْتُمْ  : وَظِلٍّ مَمْدُودٍ    
 سورة الواقعة آية  30 
Cennette Tûbâ denilen bir ağaç vardır. Bir süvâri, gölgesinde yüz sene gezse onu katedemez; onun gölgesini bitiremez. Dilerseniz (bunu beyan eden) şu (Vâkıa sûresi, 30.) âyeti okuyun:
“(O cennettekiler) uzanmış (yayılmış) gölgededirler.”
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ   إنَّ موضعَ سَوْطٍ فِي الْجَنَّةِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا، اقْرَءُوا إِنْ شِئْتُمَ 
Cennette azıcık bir yer, dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır. Dilerseniz (bunu beyan eden) şu (Âli İmrân sûresi, 185.) âyeti okuyun:
  فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الغُرُورِ  
 آل عمران   185
“Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa işte o kendini kurtarmış ve murâdına ermiştir. Dünyâ denilen o fânî hayat, (müşteriyi kandırmak için allanıp pullanan ve alındıktan sonra değersiz olduğu anlaşılan) ve aldatan şeylerden başka hiç bir şey değildir.” (Tirmizî)
Bir başka hadîs-i şerîfte şöyle buyuruldu:
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ  
  إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ ، يَقُولُ لأَهْلِ الْجَنَّةِ    يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ ، فَيَقُولُونَ : لَبَّيْكَ رَبَّنَا وَسَعْدَيْكَ ، وَالْخَيْرُ بَيْنَ يَدَيْكَ ،
“Allâhü Tebâreke ve Teâlâ Cennet ehline “Ey cennet ehli! diye hitâb eder. Onlar da;
“Ey Rabbimiz, ferman buyurunuz, emrinizi îfâya her zaman hazırız ve dâimâ kulluğundayız.” derler.  Bütün hayır ve iyilikler senin elindedir, derler 
Cenâb-ı Hak:
فَيَقُولُ : هَلْ رَضِيتُمْ ، 
“Nasıl, şu hâlinizden râzı mısınız?” buyurur.    
فَيَقُولُونَ    وَما لَنَا لا نَرْضَى ، وَقَدْ أَعْطَيْتَنَا مَا لَمْ تُعْطِ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ 
“Ey Rabbimiz, nasıl râzı olmayalım. Sen bize hiçbir kimseye vermediğin bunca nimetleri ihsan buyurdun.”  فَيَقُولُ أَلا أُعْطِيكُمْ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ ؟ 
“Size ben bundan daha şerefli nimet vereceğim.”
قَالُوا   يَا رَبِّ ، وَأَيُّ شَيْءٍ أَفْضَلُ مِنْ ذَلِكَ ؟     
“Ey Rabbimiz, bu nimetlerden daha kıymetli nasıl bir nimet olabilir ki?”
  فَيَقُولُ  أُحِلُّ عَلَيْكُمْ رِضْوَانِي ، فَلا أَسْخَطُ عَلَيْكُمْ بَعْدَهُ أَبَدًا
“Sizden râzı ve hoşnutluğumun şerefine lâyık oldunuz. Artık bundan sonra ebediyen size azâb etmeyeceğim.”
Hicrî: 28 Rebîulevvel 1436   Fazilet Takvimi  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder