4 Ocak 2015 Pazar

SULTANAHMED CÂMİİ’NİN İNŞÂSI




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ اَنْفَقَ نَفَقَةً فِى سَبِيلِ اللهِ كُتِبَتْ لَهُ بِسَبْعِ مِائَةِ ضِعْفٍ.. (ت) 

كيم الله يولنده بر إنفاقته بولونورسه ( زكات ويا صدقه وررسه ) اوكمسيه يدى يوزقات ثواب يازلر
[ حديث شريف سوننى ترمزى ]
Kim Allah yolunda bir infakta bulunursa (zekât veya sadaka verirse) o kimseye yedi yüz kat sevap yazılır.”
 (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 13 Rebîulevvel 1436   Fazilet Takvimi

SULTANAHMED CÂMİİ’NİN İNŞÂSI


Osmanlı Sultanı Birinci Ahmed Han, dînin direği olan namaza ve namazlarını cemâatle edâ etmeye çok ehemmiyet verirdi. Hatta dışarı çıktıklarında eğer yanlarında cemâat olacak kimse yoksa binekli yahut yaya olarak -hangi mesâfede olursa olsun- en yakın mescid veya namazgâha koştukları çok olmuş idi.
İnsanların ibadetlerini daha çok yapmaları ve cemâatin adedinin artması için İstanbul’da bir câmi’ inşâsı yapılmasını emir buyurdular. Bugün Sultahahmed Meydanı denilen At Meydânı’nın kıble tarafında kızı Âişe Sultan’ın mîrası olan geniş saray yeri uygun görüldü. Pâdişah hazretleri bu sarayı 30 bin dinara satın aldı.
Sonra Şeyhulislâm Mevlânâ Muhammed Efendiden o yerde câmi’ bina olunup beş vakit ezan okunup namaz kılınmasının münâsib olduğuna fetvâ aldılar.
Bundan sona mevcut saray oradan kaldırıldı ve bina mahalli temizlendi.
8 Ekim 1609 Perşembe günü bu mahalde devlet adamları ve âlimler toplandı. Baş mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’nın planı üzere evvela Şeyhulislam Mevlânâ Muhammed Efendi ve Şeyh Azîz Mahmûd Hüdâyî ve sonra vezîriâzam Murad Paşa vesâir vezir, kâdı ve âlimler ellerine kazmalar alıp pek çok duâ ve niyazlardan sonra işaretlenmiş yerleri kazdılar. Onlar ayrıldıktan sonra Sultan hazretleri bizzat kazmayı alıp tevâzu ile ve Allah rızâsı için terleyip yoruluncaya kadar çalıştılar.
Sonra, fazîletli ibâdettir diye bir gün yeniçeri askeri, bir gün Sipâhi bölükleri, diğer günler devlet adamlarının maiyetindekiler gelip çalıştılar. Pâdişah tarafından kurbanlar kesilip büyük ziyâfetler verildi. Bu iş tamam olduktan sonra bir mübarek saatte temele başlandı
 (4 Ocak 1610).
Temele ilk taşı Şeyh Azîz Mahmûd Hüdâî hazretleri ve Şeyhulislâm koydular. Sonra vezîriâzam ve diğer devlet adamları taşları yerleştirdiler. Padişah hazretleri temele indi ve mihrâbın temel taşlarını yerleştirdiler. O gün halkın her sınıfına büyük ihsan ve ikramlar oldu, pek çok kurbanlar kesilip fakirler doyuruldu.
Hicrî: 13 Rebîulevvel 1436   Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder