اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : ...قُلْ هَلْ يَسْتَوِى الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ... الآية. (سورة الزمر , 9)
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “… (Yâ Muhammed) De ki: Hiç bilenlerle
bilmeyenler müsâvî (denk) olur mu?...”
(Zümer sûresi, âyet 9)
Hicrî: 12 Rebîulevvel 1436 Fazilet
Takvimi
İLMİN FAZİLETİ
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), Hazret-i Ebûbekr’e (r.a.):
“Her nereye gitsen ya âlim, ya ilim talebesi yahut bunların hâliyle hâllenmek isteyenlerden veya bunları sevenlerden ol. -Bu dört sınıf hâricinde kalan- beşinci olma, helâk olursun.” buyurdular.
Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) ilimle emretmesi âlimin âbide (ibâdet edene) üstünlüğündendir. Nitekim diğer hadîs-i şerîflerinde buyurdular:
“Âlimin ibâdet ile meşgul olana üstünlüğü, benim sizin en alt mertebedekinize üstünlüğüm gibidir.
Muhakkak insanlara hayrı öğretene ve dîn ilmini öğrenene Allâhü Teâlâ rahmet eder, melekler, göklerdekiler ve yerdekiler, hatta deliğindeki karıncalar, denizdeki balıklar dahi ona istiğfâr ederler.”
“İlim talebi (ilmihâlini öğrenmek) her Müslüman’a farzdır.
Muhakkak ilim talebesine bütün yaratılmışlar; hatta denizdeki balıklar dahi istiğfâr ederler.”
Meleklerin ve bütün mahlûkâtın; yaratılmışların istiğfâr ve duâ etmesine vesîle olan rütbeden yüksek rütbe olmaz.
Fakîh Ebu’l-Leys Semerkandî (rh.) buyurdu:
Kim ezberlemeye gücü yetmese de bir âlimin ilim meclisine gidip otursa ona yedi güzîde hâl ihsân olunur:
İlim talebesinin fazîletine erer.
Evinden ilim meclisine gitmek üzere çıkan kimsenin üzerine rahmet iner.
Attığı her adımı günahlarına keffâret olur; günahlarını örter ve derecesinin yükselmesine vesîle olur.
İlim meclisinde oturdukça zulüm ve fesâda düşmekten korunmuş olur.
İlim meclisine inen rahmetin bereketinden istifâde eder.
Dinlediği müddetçe ona sevap yazılır.
Melekler onları kanatlarıyla kuşatır.
Hicrî: 12 Rebîulevvel 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder