14 Ocak 2015 Çarşamba

RESÛLULLAH EFENDİMİZİN MÜSLÜMANLARA EMRİ





قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
 عَلَيْكُمْ بِالْجَمَاعَةِ وَاِيَّاكُمْ وَالْفُرْقَةَ فَاِنَّ الشَّيْطَانَ مَعَ الْوَاحِدِ وَهُوَ مِنَ الْاِثْنَيْنِ اَبْعَدُ. (ت)
" ( أهل سنت و ) جماعت دن آيرلماين تفريقه دانده ساقنن جونكى شيطان يالنز قالانله برابر ، إيكى كشدن ده اوزاقتر . "
 ( حديث شريف  سوننى ترمزى )
(Ehl-i sünnet ve) Cemâatten ayrılmayın. Tefrikadan da sakının. Çünkü şeytan yalnız kalanla beraber; iki kişiden de uzaktır.” 
(Hadîs-i  Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 23 Rebîulevvel 1436   Fazilet Takvimi  

RESÛLULLAH EFENDİMİZİN MÜSLÜMANLARA EMRİ

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :
وَأَنَا آمُرُكُمْ بِخَمْسٍ اللَّهُ أَمَرَنِي بِهِنَّ ، بِالْجَمَاعَةِ ، وَالسَّمْعِ ، وَالطَّاعَةِ , وَالْهِجْرَةِ ، وَالْجِهَادِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ، فَإِنَّهُ مَنْ خَرَجَ مِنَ الْجَمَاعَةِ قِيْدَ شِبْرٍ فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الإِسْلامِ مِنْ عُنُقِهِ إِلا أَنْ يُرَاجِعَ ، وَمَنْ دَعَا بِدَعْوَى جَاهِلَيَّةٍ فَهُو مِنْ جُثَى جَهَنَّمَ . قَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ صَامَ وَإِنْ صَلَّى    قَالَ : وَإِنْ صَامَ وَإِنْ صَلَّى وَزَعَمَ أَنَّهُ مُسْلِمٌ ،
“Size beş şeyi emrediyorum:
(Ehl-i sünnet ve) Cemâatten ayrılmayınız.
Âmir (idâreci)lerinizi dinleyiniz.
Onlara itâat ediniz.
Dîniniz için hicret ediniz.
Allâh yolunda cihâd ediniz.
Muhakkak kim (Ehl-i sünnet ve) cemâatten bir karış ayırılırsa dönünceye değin İslâm bağını boynundan çıkarmış demektir. Her kim -İslâm’ın kaldırmış olduğu- câhiliye devri dâvâlarına kalkışırsa namaz kılsa, oruç tutsa, kendisini Müslüman zannetse bile muhakkak bu kimse cehennemliktir.”
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
عَنْ عَوْفِ بْنِ مَالِكٍ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
" خِيَارُ أَئِمَّتِكُمْ الَّذِينَ تُحِبُّونَهُمْ وَيُحِبُّونَكُمْ وَيُصَلُّونَ عَلَيْكُمْ وَتُصَلُّونَ عَلَيْهِمْ،
“İdârecilerinizin en hayırlısı: Siz onu seversiniz, o da sizi sever, siz ona hayır duâ edersiniz, o da size hayır duâ eder…”
(S. Müslim)
قَالَ عَمَّارٌ : " ثَلَاثَةٌ لَا يَسْتَخِفُّ بِحَقِّهِنَّ إلَّا مُنَافِقٌ بَيِّنٌ نِفَاقُهُ : إمَامٌ مُقْسِطٌ ، وَمُعَلِّمُ الْخَيْرِ , وَذُو الشَّيْبَةِ فِي الْإِسْلَامِ "
“Üç kimse vardır ki onun hakkını ancak münâfık kimse küçük görür: İslâmda ihtiyarlamış kimse, âdil idâreci, insanlara hayrı öğreten âlim.”(Ebu’ş-Şeyh)
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ : " لا تَسُبُّوا الأَئِمَّةَ وَادْعُوا لَهُمْ بِالصَّلاحِ ، فَإِنَّ صَلاحَهُمْ لَكُمْ صَلاحٌ "
“İdârecileriniz hakkında fenâ sözler etmeyiniz, onların ıslâhı için duâ ediniz. Zîrâ onların sâlih olması sizin de sâlih olmanıza vesîledir.” (Taberânî)

İlmihÂl: İmam Kırâatte Yanılır veya Hatırlayamazsa
İmamın kendisine kolay gelen âyetleri veya sûreleri okuması vâcibdir. İmam henüz kuvvetlice ezberlemediği âyetleri okumamalı, cemâati hatasını düzeltmeye veya devamını söylemeye mecbur bırakmamalıdır.
Şâyet imam bir âyette yanılır veya hatırlayamazsa bakılır: Eğer sünnet miktarı veya namazın câiz olacağı kadar okumuş ise hemen rükûa gitmelidir. Yanıldığı yeri, cemâatten birinin söylemesini beklememelidir.
Bu miktarda okumamış ise başka bir âyet veya sûre okumalıdır.
Hicrî: 23 Rebîulevvel 1436   Fazilet Takvimi  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder