Hadîs-i Şerîf:
"Kostantîniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir. Onu fetheden
kumandan ne güzel kumandan; o asker ne güzel askerdir!"
(Hadîs-i Şerîf,
Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî:29 Recep 1435 •Fazilet Takvim
İSTANBUL'UN FETHİ
Sultân Mehmed Han, tahta geçtiğinde en büyük iş olarak İstanbul'un
fethini görüyordu. Onun için hiçbir tedbiri geri bırakmayıp her türlü
hazırlığa girişti.
İstanbul o tarihlerde dünyanın en büyük ve kalabalık şehirlerinden
biri olup kalesi ise hepsinden sağlam idi. Zira üç tarafında deniz;
karadaki batı tarafında ise üç sur bulunup her bir surun arasında deniz
suyu hendekleri var idi. Her bir hendek arasında müstahkem müdafaa
mevkileri bulunmaktaydı.
Sultan önce Bizans kralından bir sığır derisi mikdarında yer
vermesini istedi. (1452) O bunu pek az görüp, "Bunu ne yapacaklar",
deyip verdi.
Sultan hemen birçok bina ustası ve zanâatkâr hazırladı ve Anadolu
Hisarının tam karşısında boğazın en dar yerine sevketti. Orada sığır
derisini incecik şerit şeklinde kesip yere yaydılar. Kapladığı sahaya
pek sağlam ve gâyet yüksek bir hisar inşâ ettiler ki buna Rumelihisârı
dendi. Buraya toplar yerleştirdi. Böylece boğazın iki yakası tutulmuş ve
Karadeniz'den İstanbul'a her türlü geçiş kontrol altına alınmış oldu.
Sonra Edirne'ye geçti. Beşer imkânı ile yapılması mümkün olan her
türlü harb aletini ve askerini hazır ettikten sonra derya gibi askeriyle
İstanbul üzerine yürüdü. Elli bir gün deniz ve kara tarafında pek
şiddetli harb oldu. Gemiler karadan yürüdü.
Nihayet Akşemseddîn'in duası
ve evliyânın imdâdı ile şehir Müslümanlar eline geçti. O gün bütün
islâm aleminde umûmî bir bayram oldu. Kâhire'de ve diğer İslâm
beldelerinde şenlikler yapıldı. (Târîh-i Selâtîn-i Âl-i Osmân, Karamânî)
Hicrî:29 Recep 1435 •Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder