Hadîs-i Şerîf: “Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: Kulum farzlarla benim azâbımdan
kurtulur. Nafilelerle de kulum bana yaklaşır.” (Hadîs-i Şerîf,
İhyâu Ulûmiddîn)
Hicrî: 18 Rebîulevvel 1434 •Fazilet Takvim
KAZA NAMAZI ve NAFİLE NAMAZLAR
Kaza namazı kılmak, nafile namaz kılmaktan evlâ ve daha mühimdir.
Fakat farz namazların sünnetleri -müekked olsun olmasın- bundan
müstesnadır.
Bu sünnetleri terk ederek bunların yerine kazaya niyet edilmesi doğru değildir.
Hatta kuşluk ve tesbih namazları gibi, haklarında hadîs-i şerîf bulunan nafile namazlar da böyledir.
Çünkü bu sünnetler, farz namazları ikmâl eder; tamamlar. Bunların
telafisi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise, muayyen vakitleri
olmadığı için telafileri mümkündür.
Bununla beraber namazları kazaya bırakmak günahtır. Bu günahdan mümkün mertebe kurtulmak için sünnetleri feda etmek uygun olmaz.
Böyle bir günahı işleyen kimsenin fazla ibadette bulunarak ilâhî affa
ilticâ etmesi icabederken, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şefâatine
vesile olacak sünnetleri, nafileleri nasıl terk edebilir.
Hem bir kısım vakit namazlarını kazaya bırakmak, hem de diğer bir
kısım vakit namazlarını, kendilerini tamamlayan sünnetlerden ayırmak iki
kat kusur olmaz mı? Buna aykırı olan bazı nakiller muteber değildir,
müftâbih olan fetvaya aykırıdır.
Hem sünnetleri, hem de kaza namazlarını kılmaya müsait vakit
bulamadıklarını iddia edenler, insaflı sayılmazlar. Beyhude yere en
kıymetli zamanlarını zayi eden insanlar, böyle bir iddiaya ne yüzle
cüret edebilirler? (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali)
Hicrî: 18 Rebîulevvel 1434 •Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder