Hadîs-i Şerîf: “İdârecilerin en şerlisi, idâresinde bulunanlara zulmeden,
merhameti az olan kimsedir. Sen sakın onlardan olma.” (Hadîs-i Şerîf,
Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 15 Rebîulevvel 1434 •Fazilet Takvim
OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞUNDA ÂLİMLER
Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gâzi çocukluğundan itibaren büyük
âlimlerin sohbetlerinde ve meclislerinde bulunur ve onların sağlam
fikirleri ile hareket eylerdi. Asrın mümtâz âlim ve fakîhlerinden olan
Edebâlî Hazretleri’ne damad oldu. 680/1281 senesinde pederinin
irtihâlinde amcaları ve büyük biraderleri mevcûd olduğu hâlde istidâd ve
ehliyetiyle bey oldu.
Osman Gazi, Selçuklu devletinin bir daha kuvvetini kazanamayacak
derecede zayıf kaldığını görmüş, Moğolların İslâm memleketlerini
yağmalamasına pek müteessir olmuştu. Bir taraftan yanına sığınan
Müslümanları iskâna çalışıyor, bir tarafdan da Bizans Devletine âit
memleketlere doğru gazalar yapıyordu. Kayınpederi Mevlânâ Edebâlî de
âdil ve ilmiyle amel eden âlimler yetiştirmeye çalışıyordu.
699/1299 senesinde Selçuklu sultânı Alâeddîn’in esîr edilmesi üzerine
Osman Gâzî istiklâlini ilan etmiş ve kayınpederi Edebâlî’yi de müftü
tayin etmişti. Osman Gâzî dînî meselelerde olduğu gibi, devlet ve idâre
işlerini de ona danışırdı. Edebâlî Hazretlerinin talebesi ve dâmâdı olup
sultan adına ilk hutbeyi okuyan Tursun Fakîh de kâdı tayîn olundu.
701/1301 senesinde sancaklar teşkîl olunduğu sırada her tarafa müftî
ve kâdîlar ta’yîn olunmuş ve Edebâlî Hazretlerinin önceki gayreti
sayesinde muktedir ve âdil memûrlar ta’yîn edilmiştir. 726/1326
senesinde Edebâlî Hazretleri’nin vefatı üzerine Tursun Fakîh
kayınpederinin yerine fetva makamına geçti.
Bütün Osmanlı hanedanı İslâmın hükümlerine uyarak dîn ve hukûk
işlerine ait husûsları bu ilimlere vâkıf olan âlimlere havale etmişler,
idare makamlarının en yükseği olan vezirleri dahi ilmiye sınıfından
tayîne dikkat etmişlerdi.
Hicrî: 15 Rebîulevvel 1434 •Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder