24 Ocak 2013 Perşembe

HAZRET-İ ALİ'DEN (K.V.) HİKMETLER




Hadîs-i Şerîf: “Bir kimse insanları hidâyete çağırırsa kendisini takip edenlerin sevapları, onların sevabından hiçbir şey eksilmeden onun defterine yazılır.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 12 Rebîulevvel 1434   •Fazilet Takvim


HAZRET-İ ALİ'DEN (K.V.) HİKMETLER


Amel işlemekten ziyade amelin kabul edilmesi için gayret ediniz. 
Çünkü takva ile olan amelin sevabı, asla azalmaz.

Herhangi biriniz, işlediği günahından başka bir şeyden korkmasın, 
Allâh'tan başka bir kimseden bir şey istemesin.

Cahil kişi ilim öğrenmekten, âlim olan bir kimse de bilmediği bir sualle karşılaşınca, “Allah bilir” demekten utanmasın.

Sabrın imandaki mevkii, başın bedendeki rütbesi gibidir.

Tam ve gerçek âlim odur ki, nasihatlerinde halkı, Allâh'ın rahmetinden umutsuzluğa düşürmez. Allâhü Teâlâ’ya karşı isyan etmelerine ruhsat vermez. Onları Allâh'ın azabından emin kılmaz ve Kur'ân'ın hikmetini terk edip başka şeye gönül vermez.

İlimsiz yapılan ibadette, anlaşılmayan ilimde, tefekkürsüz okumakta hayır yoktur.

Bilmediğim bir mesele sorulduğunda, “Allah bilir” demem, ciğerimin hararetini en çok serinleten şeylerdendir.

İnsanlar, kendilerine karşı adaletli bulunulmasını isterlerse, nefisleri için arzuladıkları şeyi başkaları için de istesinler.

Şüphesiz, sıkıntı ve musibetlerin sona ermesinin bir müddeti vardır. Öyle ise akıllı kimse, başına bir belâ gelince müddeti geçinceye kadar sabretmelidir. Çünkü müddeti sona ermeden önce onu kaldırmaya çalışmak,  sıkıntının artmasına sebep olur.

Bir kimsenin yaptığı günahın (dünyadaki) cezası ibâdette gevşeklik, maddî sıkıntı, lezzetin bozulmasıdır.
"Lezzetin bozulması nasıl olur?” diye sordular:
“İştahı çekip de eline helâl bir şey geçtiğinde karşısına mutlaka zevkini bozacak bir şey çıkar.” buyurdu. 
Hicrî: 12 Rebîulevvel 1434   •Fazilet Takvim


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder