Süt Deposu İnekler
Çift tırnaklı, sakin ve ehil ruhlu, iri cüsseli, eti, sütü,
tereyağı, peyniri ve çökeleği ile Hazret-i Allah’ın âdemoğluna hizmetle
memur kıldığı hayvanlar âleminin bir ferdi… Derisiyle insanları kuşatan,
gübresiyle bahçelerin gülistan olduğu, sığır ailesinin dişi ferdi,
inek.
Amanos yaylalarında Siyah Alaca, Karadeniz yamaçlarında Karakız, İç
Anadolu Platolarının düzlüğünde Ala düve, Doğu Anadolu Dağlarında
Sarıkız… Yaşım on beş. Dünyanın baharını da yazını da gördüm. Hayatın
sonbaharına doğru kürek çekmekteyim. İki katlı köy evinin birinci katını
sahibim bize tahsis etmiştir. Anadolu insanı biz inekleri ve evdeki
diğer hayvanları ailenin parçası olarak görür. Çünkü buzağılarımız da
bizim gibi ailenin çocuklarıyla birlikte büyür. Bir odası samanlık
diğerinde minik buzağımla beraber yaşarız.
Sabah namazıyla kalkan sahibim hemen sonrasında 2 okka samana 1kilo
buğday ezmesi karıştırarak sabah yiyeceğimizi vermeden, rahat etmez.
Peşinden gün doğana kadar şahsi ibadetlerini yapar, ondan sonra kendi
kahvaltısını yapar. Ardından bağ bahçe tarla telaşı sarar bütün köyü…
Sahibimin küçük oğlu Ahmet’in görevidir okula gitmeden mahallenin
ineklerini köy merasına, yamaçlara kadar uğurlamak. Sonra, o ot senin bu
dağ benim rızık telaşıyla geçer günler. En sevdiğimiz mevsim bol otlu
bahar günleridir.
Dört ayak bir başımızla mamur
İrice başımızın üst iki yanında sesin geldiği yöne göre 60 derece
açıyla dönebilen kulaklarımız vardır. Yaratılışımızda meraların her nevi
haşeratından korunmak için kulak içlerimiz tüylerle kaplanmıştır.
Buna ilaveten kulaklarımız böcekler sinekler için öldürücü kulak
sıvısıyla koruma altındadır. Kulaklarımızın üst tepe kısmında ahenkli
iki boynuz yer alır. Yalnız ağız ve burunlarımızın bulunduğu siyah doku
sürekli ıslak olup, yerden belli bir seviyede otları biçmek için çok
idealdir. Uzun dilimiz yardımıyla, otu bir pençe gibi toparlayarak
rahatlıkla yeriz.
Kuvvetli koku alma kabiliyetimiz sayesinde yüzlerce ot arasından
hangisinin faydalı hangisinin zehirli olduğunu, saniyede tespit
edebiliriz. Burunlarımız öyle hassas yaratılmıştır ki yetişkin bir inek 8
km uzaktaki yavrusunun kokusunu bile sezebilir.
Arkamızda tasarım harikası kuyruğumuzla sakinliğimizden beslenen, en
inatçı ve rahatsız edici sineklerle kenelere gereken dersi bir tokat
gibi veririz. Kuyruklarımız etkili birer sineksavar silahtır.
500-1000 kiloya ulaşan dev cüssemizi taşımak için yarı bükülgen dört
kuvvetli bacağa sahibiz. İki arka bacaklarımız arasında bulunan mememiz
tam bir süt makinesidir. Hem kendi buzağılarımızın süt ihtiyacını
karşılayacak bereketle yaratılmış, hem de siz Âdemoğlunun besin
ihtiyaçlarına katkıda bulunuruz. Süt, peynir, tereyağı, yoğurt, ayran,
çökelek, kaşar peyniri, sütlaç, güllaç… Saymaktan ağzım yorulacak kadar
çok ihtiyaçlarınızı karşılayacak bereketle yaratılmıştır. Öyle ki
erişkin bir inek yılda 3000 kg ila 9000 kg arasında süt verebilir. Bir
inek hayatı boyunca ortalama 200.000 bardak süt verir. Süt verimi
türlerimize göre değişir. Günde 70 kg kadar ot yeriz bu 30 kg gübre, 20
kg süt verimi anlamına gelir. Kesilen sütümüzden bile çökelek yaparlar.
İsraf etmezler. Çökelekten geri kalan suya sarı su derler ki onu da
keçilere verirler. Dünyanın yedi ikliminin şartlarına uygun yapılarda
yaratılmış birçok inek türü vardır. Bazı türlerimiz sütü ile bazılarımız
eti ile bazılarımızın da gücünden istifade edilerek yüzyıllardır
toprağı işlemede çiftçilere destek olmuşuzdur.
Biraz da sütten bahsedelim
Süt derken sizin market raflarında süt diye satılan ve aylarca
bozulmayan şeyi kast etmiyorum. Biz, ineklerden sağıldığı gibi size
ulaşanlara “süt” deriz. Geçenlerde bir profesörünüz araştırmış ve
pastörize paket sütlerin yapılan kimyasal işlemlerden sonra yararlarının
bir çoğunu kaybetmekle kalmayıp, bağışıklık sistemini tahrip ederek,
astım ve şeker gibi çağın amansız hastalıklarına neden olduğunu ortaya
koymuş ve şöyle demiş:
‘’Mümkünse günlük mandıra sütü tüketilmelidir. Sütü alınan hayvanın
meralarda otlamasına ve suni yem yememesine dikkat edilmelidir. Temiz
olduğuna güveniliyorsa, sokak sütçüsünden de süt alınabilir. Şehirdeki
en iyi seçenek, günlük pastörize şişe sütleridir. Uzun ömürlü homojenize
kutu sütlerini kesinlikle içmeyin.”
İnsan ve Hayat Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder