قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ شَرَّ النَّاسِ ذُو الْوَجْهَيْنِ الَّذِي يَأْتِي هٰؤُلَاءِ بِوَجْهٍ وَهٰؤُلَاءِ بِوَجْهٍ. (خ)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : إنسانلريك أك شرلسى ، إيكى يوزلى ( منافق ) اولان كمسلردركى ، ( إنسانلريك ) بر قسمنه بر يوزله ، ديكر بر قسمنه ده باشقه بر يوزله كلرلر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İnsanların en şerlisi, ikiyüzlü (münafık) olan kimselerdir ki, (insanların) bir kısmına bir yüzle, diğer bir kısmına da başka bir yüzle gelirler.”
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 18 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
KÂİNATTAKİ NİZAM: KÜTLE CAZİBESİ
Kütle cazibesi, gezegenlerin veya diğer kütlelerin, cisimleri, kendi merkezine doğru çekmesidir. Kütle cazibesi, bütün gezegenleri Güneş etrafında yörüngede tutar.
Kütle çekimi, Ay tarafından Dünya’ya uygulandığı gibi, Dünya tarafından da eşit miktarda Ay’a uygulanır.
Bu kuvvetin diğer bir tesiri ise gelgitler sebebiyle Dünya üzerinde bir sürtünme kuvveti oluşturmasıdır. Bu kuvvet olmasaydı (yani Ay olmasaydı) sürtünme kuvveti kalkacağı için Dünya daha hızlı dönmeye başlar ve böylece bir gün 24 saat değil, yaklaşık 8 saat olur, Dünya, atmosferini kaybederdi.
Ay’ın ortadan kalkmasıyla oluşacak diğer bir tesir ise mevsimlerde görülürdü. Mevsimler, Dünya’nın düşey ekseniyle yaptığı 23 derecelik açı sonucunda oluşur. Ay’ın yokluğunda bu açı 23 değil, 90 derece olurdu. Bunun neticesinde kutuplar, Ekvator kadar sıcak, Ekvator da kutuplar kadar soğuk olurdu. Tabii bu sıcaklık değişimleri çok hızlı gerçekleşeceğinden, dondurucu soğukları, bir anda 100 dereceye varan kavurucu, öldürücü sıcaklar izlerdi.
Bizler, Cenâb-ı Hakk’ın koyduğu bu nizam sayesinde yeryüzünde yürüyebiliyor, yaşayabiliyoruz. Yoksa yıldızlar, yerinden kayar; Dünya, yörüngesinden çıkar; yıldızlar birbirine çarpar; Dünya, Güneş’e yapışırdı.
Zümer Sûresi’nin 5. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurulmuştur -meâlen-: “(Allah), gökleri ve yeri, hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine sarar ve gündüzü de gecenin üzerine sarıverir ve Güneş’i ve Ay’ı musahhar kılmıştır. Her biri muayyen bir zamana kadar cereyan eder. Haberiniz olsun ki her şeye galip, çok bağışlayıcı olan, odur.”
BEYİT:
Gül gülse dâim, ağlasa bülbül aceb değil
Zîrâ kimine ağla demişler kimine gül (Bâkî)
Hicrî: 18 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder