قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ صَلَّى رَكْعَتَيْنِ فِي خَلَاءٍ لَا يَرَاهُ إِلَّا اللهُ وَالْمَلَائِكَةُ كُتِبَ لَهُ بَرَاءَةٌ مِنَ النَّارِ. (كنز)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بر كمسه ، الله تعالى و ملكلردن باشقه هيج كمسنيك كندسنى كورميجكى تنهى بر يرده إيكى ركعت نماز قلسه ، اونون إيجن جهنم ، دن ( قرطلديغونه دائر ) برات يازلر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bir kimse, Allâhü Teâlâ ve meleklerden başka hiç kimsenin kendisini görmeyeceği tenha bir yerde iki rekât namaz kılsa, onun için Cehennem’den (kurtulduğuna dâir) berât yazılır.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 21 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
NAMAZIN FAZİLETİ
Ankebût Sûresi’nin 45. âyet-i celîlesinde -meâlen-:
“Muhakkak namaz, edepsizlikten ve kötülükten meneder.” buyurulmuştur. Hadîs-i şerifte de:
“Her kimin kıldığı namaz, kendisini, çirkin ve kötü işlerden alıkoymuyorsa bu namaz, onun ancak Allâhü Teâlâ’dan uzaklığını artırır.” buyurulmuştur. Zira böyle bir kimsenin kalbi harap hâlde ve zulmetler içindedir. Nefsi, hevâ ve hevesleri peşindedir. Hâlbuki Hak Teâlâ’ya teveccüh eden kimsenin kalbi nurlanır, nefsinde huşû olur. Allâhü Teâlâ’ya yöneldiği her amelden sevinç ve haz duyar. Kul, Allâhü Teâlâ’ya ne kadar yönelirse, Allâhü Teâlâ da bu kuluna o kadar iltifat buyurur.
Kulun, namazdaki kıyâmı sâyesinde, kıyâmet günü Hak Teâlâ’nın huzurunda ve Sırât’ta ayakları sabit durur.
Aldığı tekbîr ile, Cenâb-ı Hakk’ın affına ve kusurlarını örtmesine lâyık olur, insanların kalplerine ve gözlerine heybetli görünür, melekler katında da faziletli olarak bilinir. Hak Teâlâ’nın kibriyâsına sığınan böyle bir kulun duaları da makbul olur.
Okuduğu Sübhâneke duasıyla nefsin mâsivâ ile alâkasını keser, Eûzü ile Cenâb-ı Hakk’ın muhafazasına sığınmış olur. Okuduğu Kur’ân-ı Kerîm (Fâtiha ve zamm-ı sûre) ile Cenâb-ı Hakk’ın fazl u keremine yönelmiş olduğundan, nefsi ve gönlü zengin olur.
Rükûda, Cenâb-ı Hakk’ın azametine sığınması sebebiyle, kalbi nurlanır, hayat bulur, en büyük arzularına nâil olur.
Secde ile Cenâb-ı Hakk’a en yakın bir hâlde bulunduğundan, bu vesîle ile Cenâb-ı Hakk’ın gazabından emin olup kıyâmet gününün dehşetli korkularından kurtulur.
Kul, kaʻde-i ahîrede, Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda dizleri üstüne oturduğu bu vaziyette, Cenâb-ı Hakk’ın Samedâniyyeti’ne sığınmış olur. Kalbi, hayâ, rahmet ve zenginlik ile dopdolu olur.
Namazın bu mükâfatları, Cenâb-ı Hakk’a güzelce yönelip namazını hakkıyla kılabilen kimselerin nasibidir.
Hicrî: 21 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder