9
قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَقُولُ اللهُ سُبْحَانَهُ يَا
ابْنَ آدَمَ تَفَرَّغْ لِعِبَادَتِي أَمْلَأْ صَدْرَكَ غِنًى وَأَسُدَّ فَقْرَكَ
وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ مَلَأْتُ صَدْرَكَ شُغْلًا وَلَمْ أَسُدَّ فَقْرَكَ. (هـ)
بيغمبر
أفندمز محمد مصطفى صلى الله عليه وسلم بيوردلر
."الله سبحانه بيوردى :
أى آدم اوغلى ! بانه عبادت إيجن ( قلبنى هر شيدن ) بوشالط كى قلبنى زنكنلكله
دولدورايم ، ( إنسانلره اولان ) إحتياج قابنى قاباتايم . بويله يابمازسان قلبنى
دنيا مشغوليتلريله دولدورورم ، فقرلك قابنى ده قاباتمام .
Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allah
Sübhânehû buyurdu: Ey âdemoğlu! Bana ibâdet için (kalbini her şeyden)
boşalt ki kalbini zenginlikle doldurayım, (insanlara olan) ihtiyaç
kapını kapatayım. Böyle yapmazsan kalbini dünya meşguliyetleriyle
doldururum, fakirlik kapını da kapatmam.”
(Hadîs-i Kudsî, Sünen-i İbn-i
Mâce)
Hicrî: 09 Cemâziyelevvel 1438
Fazilet Takvimi
HADÎS-İ KUDSÎ
Hadîs-i Kudsî: Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Allâhü Teâlâ'dan rivâyet ettiği; mana cihetiyle Allâhü Teâlâ'ya, lafız cihetiyle Resûlullah Efendimize (s.a.v.) ait olan hadislerdir.
Allâhü Teâlâ bu manaları vahiy ile bildirmiş, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de o manayı kendi ibaresiyle ümmetine tebliğ etmiştir.
Hadîs-i Kudsî'nin Kur'ân-ı Kerîm'den farkı:
Kur'ân-ı Kerîm'in hem lafzı hem manası Allâhü Teâlâ tarafından vahyolunmuştur. Hadîs-i Kudsî'nin ise yalnız manası Allâhü Teâlâ tarafından vahyolunmuştur.
Bazı kudsî hadisler:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Allâh'ın (azze ve celle) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
• “Sâlih kullarıma, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir beşerin kalbine gelmedik nimetler hazırladım. Ey mü'min kulum, sen bildiğin nimetleri şöyle bırak. Onlar Allâhü Teâlâ'nın hazinesinde gizli nimetleri yanında çok hafiftir.” (Tecrîd-i Sarih Terc.)
• “Birbirlerini benim rızam için sevenler, başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde, Arş'ımın gölgesinde olacaklardır.” (Müsned-i Ahmed)
• “Bir kimse bir iyilik yapmaya niyetlenir de onu yapamazsa, o kimsenin niyetine karşılık Allâhü Teâlâ kendi katında tam bir sevâb yazar. Eğer niyet eder ve o iyiliği yaparsa, o kimsenin iyiliğine karşılık on sevaptan yedi yüz katına kadar sevab yazar.” (Müttefekun aleyh)
• “Ey Ademoğlu, infak et ki ben sana infak edeyim. Yani: Sana verdiğim fâni dünya malından zekat, cihat ve sadaka olarak ver ki ben de sana dünyada ve âhirette vereyim.” (Müttefekun aleyh)
• İzzetime yemin ederim ki, kuluma iki korkuyu ve iki emniyeti birlikte vermem. Dünyada ben(im azabım)dan emin olursa kıyamette ona korku veririm. Dünyada ben(im azabım)dan korkarsa âhirette ona emniyet veririm. (Beyhakî, Şuabü'l-Îmân)
Hicrî: 09 Cemâziyelevvel 1438
Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder