Abdülhamid Han’ı Anlatan 7 Beyit
Hem
hayatında hem vefatından sonra İkinci Abdülhamid Han hakkında karalama
kampanyaları ve iftiralar hiç eksik olmadı. Fakat onun eşine az
rastlanır bir devlet adamı ve Osmanlı tarihi için ne kadar önemli olduğu
son yıllarda yapılan çalışmalarla ortaya çıkmaya başlamıştır. Sultana
layık olduğu değeri verenlerden birisi de eserleriyle Osmanlı’nın son
döneminde yaşamış önemli fikir ve ilim adamı Ali Emiri Efendi’dir.
Divan’ında yer alan kasidelerde ve Levâmiu’l-Hamîdiye isimli müstakil
eserinde Sultan Abdülhamid’i medhederek düşmanlarına karşı adeta onu
müdafaa yoluna girişmiştir. İşte onun kaleminden Abdülhamid Han’ı
anlatan 7 beyit sizlerle…
1. Ol şehenşâhdır nizâm-ı kâ’inâtın melce’i
Bir elinde sulh-ı âlem bir elinde kâr-zâr
Emiri Efendi, sultana “şehenşâh” şeklinde seslenerek onun; “bir elinde dünya barışı, bir elinde savaş ile kâinat düzeninin kurtuluş kaynağı” olduğunu söyler ve barışsever yönüne dikkat çeker.
2. O şâhenşeh ki fart-ı himmeti siyyân ü yeksândır
Fakîr ü ağniyâya bî-kes ü eytâm ü sıbyâna
Sultanın medhiyelerde zikredilen vasıflarından birisi de ayrımcılık yapmayıp herkese eşit davranmasıdır. Nitekim Emiri Efendi, onun aşırı derece yardımsever olduğunu ve bu yardımseverliğinin toplumun her kesimine yansıdığını belirtir
3. Zıll-ı Hudâ halîfe-i Mahbûb-ı Kibriyâ
Şâhân-ı dehre dergehidir kıble-i niyâz
Emiri Efendi Sultan Abdülhamid’in Allah’ın gölgesi olduğunu tekrarlayarak onun Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) halifesi olduğunu belirtir.
4. O şâhenşeh ki fart-ı himmeti siyyân ü yeksândır
Fakîr ü ağniyâya bî-kes ü eytâm ü sıbyâna
Sultanın medhiyelerde zikredilen vasıflarından birisi de ayrımcılık yapmayıp herkese eşit davranmasıdır. Nitekim Emiri Efendi, onun aşırı derece yardımsever olduğunu ve bu yardımseverliğinin toplumun her kesimine yansıdığını belirtir.
5. Bu gelen taht üstüne adl ü kerem sultânıdır
Kalmaz artık sîne-i milletde ahzân ü hümûm
Bir manzumesinde de tahta çıkan padişahın adalet ve cömertlik sultanı olduğunu; onun sayesinde milletin gam, tasa ve hüzün çekmeyeceğini belirtirken “cömertlerin göz bebeği” ifadesini kullanır.
6. Vefâ-yı Hazret-i Sıddîk ve adl-i Hazret-i Fârûk
Hayâ-yı Hazret-i Osmân, sehâ-yı Hazret-i Hayder
Sultan Abdülhamid; vefada Hz. Ebubekir’e, adâlette Hz. Ömer’e, hayâda Hz. Osman’a, şecaatte ise Hz. Ali’ye (radıyallahü anhüm) benzer.
7. Âyet-i “Ve’l-kâzımîne’l-ğayza ve’l-âfîn” ile
Hasletin tezyîn eder ol pâdişâh-ı nükte-dân
Bir manzumede de, “O müttakîler ki, bollukta ve darlıkta infak ederler ve kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını affedicidirler, Allah da muhsinleri sever.” (Âl-i İmran, 134) meâlindeki âyet-i kerîmeden iktibas yapılarak; onun öfkesini dizginlemesine, affediciliğine ve yoksullara karşı yardımsever kişiliğine değinilir.
1. Ol şehenşâhdır nizâm-ı kâ’inâtın melce’i
Bir elinde sulh-ı âlem bir elinde kâr-zâr
Emiri Efendi, sultana “şehenşâh” şeklinde seslenerek onun; “bir elinde dünya barışı, bir elinde savaş ile kâinat düzeninin kurtuluş kaynağı” olduğunu söyler ve barışsever yönüne dikkat çeker.
2. O şâhenşeh ki fart-ı himmeti siyyân ü yeksândır
Fakîr ü ağniyâya bî-kes ü eytâm ü sıbyâna
Sultanın medhiyelerde zikredilen vasıflarından birisi de ayrımcılık yapmayıp herkese eşit davranmasıdır. Nitekim Emiri Efendi, onun aşırı derece yardımsever olduğunu ve bu yardımseverliğinin toplumun her kesimine yansıdığını belirtir
3. Zıll-ı Hudâ halîfe-i Mahbûb-ı Kibriyâ
Şâhân-ı dehre dergehidir kıble-i niyâz
Emiri Efendi Sultan Abdülhamid’in Allah’ın gölgesi olduğunu tekrarlayarak onun Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) halifesi olduğunu belirtir.
4. O şâhenşeh ki fart-ı himmeti siyyân ü yeksândır
Fakîr ü ağniyâya bî-kes ü eytâm ü sıbyâna
Sultanın medhiyelerde zikredilen vasıflarından birisi de ayrımcılık yapmayıp herkese eşit davranmasıdır. Nitekim Emiri Efendi, onun aşırı derece yardımsever olduğunu ve bu yardımseverliğinin toplumun her kesimine yansıdığını belirtir.
5. Bu gelen taht üstüne adl ü kerem sultânıdır
Kalmaz artık sîne-i milletde ahzân ü hümûm
Bir manzumesinde de tahta çıkan padişahın adalet ve cömertlik sultanı olduğunu; onun sayesinde milletin gam, tasa ve hüzün çekmeyeceğini belirtirken “cömertlerin göz bebeği” ifadesini kullanır.
6. Vefâ-yı Hazret-i Sıddîk ve adl-i Hazret-i Fârûk
Hayâ-yı Hazret-i Osmân, sehâ-yı Hazret-i Hayder
Sultan Abdülhamid; vefada Hz. Ebubekir’e, adâlette Hz. Ömer’e, hayâda Hz. Osman’a, şecaatte ise Hz. Ali’ye (radıyallahü anhüm) benzer.
7. Âyet-i “Ve’l-kâzımîne’l-ğayza ve’l-âfîn” ile
Hasletin tezyîn eder ol pâdişâh-ı nükte-dân
Bir manzumede de, “O müttakîler ki, bollukta ve darlıkta infak ederler ve kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını affedicidirler, Allah da muhsinleri sever.” (Âl-i İmran, 134) meâlindeki âyet-i kerîmeden iktibas yapılarak; onun öfkesini dizginlemesine, affediciliğine ve yoksullara karşı yardımsever kişiliğine değinilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder