Devletin Bekası İçin 7 Tavsiye (Nizamülmülk’ün Siyasetname’sinden)
Devlet idare etmek ahlak ve adalet gibi iki temele dayandığı için tarih boyunca âlimler, devlet adamlarını ikaz etmişler, yazdıkları eserlerle onlara nasihat ve tavsiyelerde bulunmuşlardır. Bu tür eserlerin en meşhurlarından biri de, yarım asırlık devlet adamlığı tecrübesine sahip Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün Siyasetname’sidir. Vefatının üzerinden 924 yıl geçse de yaptığı tavsiyeler ve nasihatler hâlâ devlet idaresinde olmazsa olmaz unsurlar arasında yer alıyor…
1. Devlet, kolay kolay herkese nasip olmayacak büyük bir nimettir. Bu nimete sahip olan kimse, âhirette büyük bir külfetle de karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Fırsat eldeyken devletin malını devlet için harcamalı, dünyalık yığmak yerine âhiret için hazırlık yapmalıdır. Kendisi son derece rahat yaşarken halkı yoksulluk çeken devlet adamını çetin bir hesabın beklediği çok açıktır. Hazret-i Ömer (r.a.) dahi bu azaptan korkuyorsa, diğerlerinin vay haline!
2.
Devlet işlerinde vazife yapanlar, başkalarının hakkına çok kolay
ulaşabildikleri, bütün gücü kendilerinde gördükleri için, yaptıkları her
iş kayıt altında olmak zorundadır.
Devletin vazifelendirdiği birisi, mazlumun, yetim ve fukaranın hakkını
yerse, vay o devletin haline!
3. Herkes liyakatine göre değerlendirilmelidir. Kişide aranması gereken şey mal mülk değil hünerdir. Soyu sopu belli olan kimseler varken devlet vazifesi ne idüğü belirsiz olanlara verilmemelidir. Devletin bekası için, ehil olmayan kimselere iş buyrulmamalıdır. Bir kişiye birden fazla iş yükleyip, onlarca kişiyi işsiz bırakmak akıl kârı değildir. Devlet adamı bunun dengesini gözettiği sürece iyi bir devlet adamıdır. Aksi takdirde saltanatının zeval bulması çok yakın olacaktır.
4. Devlet işlerinde dini bütün, Allah korkusu olan, haram yemekten kaçınan bir yardımcıyı herkes ister. Ancak aksi durumda, yardımcı yerine bir casus beslenmiş olur. Bu da devletin bekâsını temelinden sarsacak mahiyette bir olumsuzluktur.
5. Devlet işlerinde vazife yapanlar, iyi ya da kötü olabilirler. Halk, iyileri hayırla anarken kötüleri nefretle yâd eder. Sevilen bir devlet adamı olmak varken, arkasından kin duyulan biri olmak akıllı kimsenin yapacağı iş değildir. Zira makam mevki geçicidir, kalıcı olan insanlık ve hayırseverliktir.
6. Devlet adamı zulmetmemeli, zulmetmiyorsa bile vazifelendirdiği adamların zulmedip etmediğini bilmelidir. Yoksa mazlumların ettiği ah, eninde sonunda dönüp kendisini bulacaktır.
7. Merhamet son derece güzel bir haslettir. İnsanoğlu yeri geldiği zaman merhametli olmayı da bilmelidir. Acıma duygusu Allah korkusuyla birleşince, adaletli bir devlet adamı ortaya çıkacaktır. Tarih kitapları, taş kalpli nice devlet adamının kalıcı olmadığını ısrarla yazarken bu gerçeğe işaret etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder