قَالَ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا أَحَدٌ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ يُحِبُّ أَنْ يَرْجِعَ
إِلَى الدُّنْيَا وَلَهُ مَا عَلَى الْأَرْضِ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا الشَّهِيدُ
يَتَمَنَّى أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا فَيُقْتَلَ عَشْرَ مَرَّاتٍ لِمَا
يَرَى مِنَ الْكَرَامَةِ. (ق)
" جنته كيرن هجبر طمسه ير يوزندكى هر شى كنديسنيك اولسه بله دنيايه كرى دونمي آرضو أتمز سادجه شهيت كورديغى إكرام سببيله تكرار دنيايه دونمي و اون دفعه شهيت اولماي إستر ."
" جنته كيرن هجبر طمسه ير يوزندكى هر شى كنديسنيك اولسه بله دنيايه كرى دونمي آرضو أتمز سادجه شهيت كورديغى إكرام سببيله تكرار دنيايه دونمي و اون دفعه شهيت اولماي إستر ."
“Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa
bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü ikram
sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.”
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
Hicrî: 14 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
ALLAH YOLUNDA CİHAD EDENE ALLAH YARDIM EDER
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Muhakkak Allâhü Teâlâ, evinden sırf Allâh yolunda cihâd için veya Allâh’ın birliğini tasdîk ederek onun cihâd (Allâh’ın dînini yaymak) emrini yerine getirmek için çıkan mücâhidi, ya cennetine koyar veya kazandığı büyük sevâp ve ganimetle evine döndürür.”
“Üç kişiye Allâhü Teâlâ muhakkak yardım eder: Allâh yolunda cihâd eden, iffetli yaşamak için evlenmek isteyen, ödemek niyetiyle borçlanan.”
Hazret-i Ebûbekir (r.a.), Hâlid bin Velid hazretlerine şöyle yazmıştı:
İyi bil, Allâhü Teâlâ tarafından seni devamlı gözetleyen ve takip eden gözcüler vardır. Sen düşmanla karşılaştığında ölümü arzulayarak harbedersen sana selâmet ve hayat verilir. Şehîdleri yıkayıp kanlarını giderme. Muhakkak şehidin kanı onun için kıyâmet gününde nur olur.
Hazret-i Ömer (r.a.) buyurdular:
“Allâh yolunda cihâdı ve ölümü aradıkça hayatta kalırsınız”
Hazret-i Ali kerremellâhü vecheh buyurdu:
“Biz Resûlullâh Efendimizle birlikte iken babalarımız, evladlarımız, öz kardeşlerimiz, amcalarımız ile harb ettik. Bu, bizim ancak îmânımızı ve teslîmiyyetimizi artırırdı. Kapalı, geçilmesi güç yolları aştık, canımızı yakan acılara, sıkıntılara sabrettik. Biri bizden diğeri de düşmanlarımızdan iki adam karşılaşınca birbirleriyle en şiddetli şekilde mücâdele ederler, her biri diğerine ecel şerbetini içirmek için fırsat gözetir, çeşitli hileler yapardı. Bazen biz düşmanlarımıza galip gelirdik, bazen de onlar bize zarar verirdi.
Allâhü Teâlâ bizim dinimizdeki sadâkatimizi ve ihlâsımızı gördü de düşmanlarımıza korku ve mağlubiyeti indirdi, bize de yardımını ve galibiyeti ihsân etti. Böylece İslâm dini kuvvetlendi, kalblere yerleşti ve her tarafa yayıldı.
Hicrî: 14 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder