14 Aralık 2015 Pazartesi

ALLÂH İÇİN SEVMEK VE ALLÂH İÇİN BUĞZETMEK




قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ صَلَّى رَكْعَتَيْنِ فِي خَلَاءٍ لَا يَرَاهُ إِلَّا اللهُ وَالْمَلَائِكَةُ كُتِبَ لَهُ بَرَاءَةٌ مِنَ النَّارِ. (كر)
" الله تعالى دان و ملكلردن باشقه هج كمسه نيك كورمديغى يرده إيكى ركعت نماز قلان كمسيه جهنم آته شندن قورتولوش برأتى يازلر ."
Allâhü Teâlâ’dan ve meleklerden başka hiç kimsenin görmediği yerde iki rek’at namaz kılan kimseye cehennem ateşinden kurtuluş berâtı yazılır.” 
(Hadîs-i Şerîf, İbn-i Asâkir, Târîh-i Dımaşk)
Hicrî: 3 Rabiulevvel  1437  Fazilet Takvimi

ALLÂH İÇİN SEVMEK VE ALLÂH İÇİN BUĞZETMEK


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bir kimsenin -din- kardeşine üç günden fazla dargın kalması helâl olmaz.”
Din kardeşi ile üç günden fazla küsmenin caiz olmaması dünya işleri için darıldığı zamandır. Amma âhiret işleri için dargınlık böyle değildir. Bir kardeşiyle, bid’at işlediği için yahut onu edeblendirmek maksadıyla görüşmemek caiz, hatta müstehabdır. Zira Allah için sevmek ve Allah için buğzetmek İslâm’ın yüce ahlâkındandır. Hadîs-i şerîflerde şöyle buyurulmuştur:
“En faziletli amel, Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir.”
“Muhakkak ben Arş-ı A‘lâ’nın etrâfında nurdan minberler gördüm. O minberlerin üzerlerinde oturanların elbiseleri nur, yüzleri nur idi. Onlar peygamber değildi. Lâkin peygamberler ve şehîdler bile onlara gıbta ediyorlardı.”
“Yâ Resûlallâh, onları bize bildirir misin?”
“Onlar, Allah için birbirlerini sevenler, Allah için düşmanlık edenler, Allah için bir araya toplanıp oturanlardır.”
Hak Teâlâ, Hazret-i Mûsâ aleyhisselama: “Yâ Mûsâ, hiç benim için bir amel işledin mi?” diye vahyetti.
“İlâhî, senin rızan için namaz kıldım, oruç tuttum, sadaka verdim, seni zikrettim.” dedi. Allâhü Teâlâ:
“Muhakkak namaz senin için burhândır, oruç cehenneme karşı kalkandır, sadaka mahşerde gölgedir, zikir ise nurdur. Benim için hangi ameli işledin.” buyurdu.
“Yâ Rabbi, senin için olan ameli bana öğret.” Allâhü Teâlâ: “Yâ Mûsâ, hiç benim dostuma dostluk ettin mi? Hiç benim düşmanıma düşmanlık ettin mi?” buyurdu.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Tebûk gazâsından geri kalmış olan üç sahâbîsi: Ka‘b bin Mâlik, Hilâl bin Ümeyye ve Mürâre bin Rebî‘ (r. anhüm) ile affolununcaya kadar görüşmedi ve Ashâbına da onlarla elli gün görüşmemeyi emretti.
Hicrî: 3 Rabiulevvel  1437  Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder