اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : إِنَّ
الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَنْ تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آَمَنُوا لَهُمْ
عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآَخِرَةِ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا
تَعْلَمُونَ. (سورة النور, 19)
" محقق اونلر ( منافقلر ) كى إيمان أدنلر آراسنده جركين ياراماز شيلريك يايلماسنى آرضو أدرلر او كمسلر إجن دنياده و آخرتده بك آجقلى بر عذاب واردر و الله بلر سزلر ايسه بله مزسنز ."
" محقق اونلر ( منافقلر ) كى إيمان أدنلر آراسنده جركين ياراماز شيلريك يايلماسنى آرضو أدرلر او كمسلر إجن دنياده و آخرتده بك آجقلى بر عذاب واردر و الله بلر سزلر ايسه بله مزسنز ."
“Muhakkak onlar (münâfıklar) ki, iman edenler arasında çirkin,
yaramaz şeylerin yayılmasını arzu ederler. O kimseler için dünyada ve
âhirette pek acıklı bir azap vardır. Ve Allah bilir, sizler ise
bilemezsiniz.”
(Nûr sûresi, âyet 19)
(Nûr sûresi, âyet 19)
Hicrî: 19 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
HELÂL VE HARAMA DİKKAT
Bir şeyin helâl veya haram olması, ya Kur’ân-ı Mübîn’in âyetleri ile veya Peygamber Efendimizin hadisleriyle veya müçtehidlerin icmâı ile sabit olur.
Helâl mi, haram mı olduğu bir delil ile açıkça sabit olmayan şeyler de şüphelilerden sayılır.
Helâl olan şeyleri yapmakta bir mahzur yoktur, belki birçok faydalar vardır.
Haram olan şeyleri yapmak ise günahtır, dünyada da ahirette de azaba sebeptir. Haram olan şeylerin zararları çoktur.
Şüpheli olan şeylerde insanın harama, zarara düşme tehlikesi vardır. Binaenaleyh ihtiyatlı olan, hakkı ile takva sahibi bulunan bir insan, öyle şüpheli şeyleri de işlemez. Meselâ: Takvalı bir zat, helâl mi, haram mı olduğunda şüphe edilen bir maldan faydalanmak istemez ve şüpheli şeylerle uğraşanlar ile arkadaş olmayı arzu etmez. Çünkü bu yüzden kendisi de günaha düşebilir. Bu gibi şeylerden kaçınmak ise takva ve fazilet eseridir.
İhyâu Ulûmiddîn’de deniliyor ki: Halka hiçbir hususta uymak ve onları taklit etmek caiz olamaz. Pek şiddetli sıcak bir günde bütün halk, yakıcı bir güneş altında ve açık bir sahada toplanmış olsalar, senin ise serin bir evin bulunsa sen hiç halka uyarak o evini bırakıp yok yere güneşte durur, yanar mısın? Elbette hayır. Ya bir takım halka tabi olarak cehennem ateşinde yanmayı nasıl kabul edebilirsin? Artık meşru olmayan hususlarda onlara uymamak lâzım gelmez mi?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Helâl belli, haram da bellidir, yani beyan olunmuştur. Fakat bu ikisi arasında ikisine de benzeyebilen şübheli -helâl mi, haram mı olduğu açıkça bilinmeyen- şeyler vardır ki insanların çoğu onları bilmez. O halde şüphelilerden korunan kimse dinini ve ırzını temiz tutmuş olur. Şüphelilere düşen ise harama da düşer. Koru çevresinde sürülerini otlatmakta bulunan bir çoban gibi ki çok sürmeksizin bunları o koru içerisine salıvermiş olur. Bilmiş ol ki, her hükümdarın bir korusu vardır. Uyanık ol ki, Allâ
Hicrî: 19 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder