18 Nisan 2015 Cumartesi

RESÛLULLÂH’IN (S.A.V.) NİHAYETSİZ MUCİZELERİNDEN




عَنْ عَبْدِ اللهِ قَالَ ... لَقَدْ كُنَّا نَأْكُلُ الطَّعَامَ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَنَحْنُ نَسْمَعُ تَسْبِيحَ الطَّعَامِ . (ت)
" عبدالله بن مسعود ( رضى الله عنه )  : بز بيغمبر أفندمزيك ( صلى الله عليه وسلم )  ياننده يمك يركن يمكيك اللهى تسبيه أتتغنى ( سبحان الله ددكنى ) إشتتردك . ده دى"
Abdullâh bin Mesûd (r.a.): Biz Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) yanında yemek yerken yemeğin Allâh’ı tesbih ettiğini (Sübhânallâh dediğini) işitirdik.” dedi
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 21 Cemâziyelâhir 1436   Fazilet Takvimi  

RESÛLULLÂH’IN (S.A.V.) NİHAYETSİZ MUCİZELERİNDEN


Câbir bin Abdullâh (r.anhümâ) anlatıyor:
Medîne’de bir Yahûdî vardı. Bana her sene hurma harmanı zamanına kadar vade ile borç para verirdi. Benim Rûme kuyusu yolunda bir hurma bahçem vardı. Bir sene hurmalığım her seneki gibi mahsul vermedi, borcumu ödemeyi geciktirdim. Bunun üzerine Yahûdî harman vaktinde geldi. Borcumdan bir şey veremeyeceğimi düşünerek gelecek harman zamanına kadar mühlet vermesini rica ettim. Fakat Yahûdî vermedi. Bunun üzerine halimi Resûlullâh’a (s.a.v.) arz ettim. O da bazı ashabına:
“Haydi yürüyünüz, gidelim de Câbir için Yahûdî’den mühlet vermesini; vadeyi uzatmasını isteyelim.” buyurdu. Ve Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ashabıyla hurmalığıma geldiler. Resûlullâh (s.a.v.) Yahûdî’ye mühlet vermesini söyledilerse de Yâhûdî:
“Ey Ebu’l-Kâsım! Mühlet veremem.” dedi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Yahûdî’nin ısrarını görünce kalktı, hurmalıkta şöyle bir dolaşıp geldi ve Yahûdî’ye bir daha vade teklif ettiyse de yine vermedi. Ben de kalktım. Resûlullâh’a (s.a.v.) bir miktar yaş hurma getirip önüne koydum. Resûlullâh (s.a.v.) hurmayı yedikten sonra:
“Yâ Câbir, senin çardağın nerede?” diye sordu. Şurada, dedim.
“Haydi, orada bana bir yer döşe” diye emretti. Ben de hemen döşedim. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) çardağa girip biraz uyudu. Sonra uyandı. Ben gidip bir avuç daha hurma getirdim. Ondan da yedi ve kalkıp Yahûdî’ye bir daha mühlet teklif etti. Yahûdî yine vermedi. Sonra Resûlullâh (s.a.v.) kalktı hurmalığın içinde bir daha dolaştı. Sonra “Ey Câbir, ağaçtaki hurmaları toplayıp Yahûdî’nin borcunu ver.” buyurdu ve ben toplayıncaya kadar hurma harmanının başında durdu. İşte bu topladığım hurmadan Yahûdî’ye borcumu verdim, verdiğim kadar da arttı. Sonra bostandan çıkıp doğru Resûlullâh’ın (s.a.v.) huzuruna geldim ve bu bereketi müjdeledim. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Şehâdet ederim ki muhakkak ben Allâh’ın resûlüyüm.” buyurdular.
Hicrî: 21 Cemâziyelâhir 1436   Fazilet Takvimi  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder