قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ لِي أَسْمَاءً أَنَا مُحَمَّدٌ
وَأَنَا أَحْمَدُ وَأَنَا الْمَاحِي الَّذِي يَمْحُو اللهُ بِيَ الْكُفْرَ. (ق)
بيغمبرأفندمز
صلى الله عليه وسلم بيوردلر " بنم برجوق إسمم واردر . بن محمدم بن آحمدم
بن ماهى يم كى الله بنمله كفرى محو أدجكتر ."
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Benim birçok ismim vardır: Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, ben Mâhî’yim ki Allah benimle küfrü mahvedecektir.”
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
Hicrî: 22 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet
Takvimi
“MUHAMMED (S.A.V.) RESÛLULLAH’TIR”
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimizin güzel isimleri çoktur. Ancak bunlardan dördünü her Müslüman’ın bilmesi îcâb eder. Bunlar: Ahmed, Mahmûd, Muhammed, Mustafâ’dır.
“Ahmed” ve “Muhammed” ism-i şerifleri hamd edenlerin en büyüğü, övülenlerin de en üstünü demektir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) insanlar içinde Allâhü Teâlâ’yı en çok hamd edendir. Onun övülmesi tam olsun diye kıyâmet gününde “Livâü’l-hamd” (Hamd sancağı) elinde olacaktır. Rabbi onu “Makâm-ı Mahmûd’a” gönderecektir. Herkese şefâat edeceği için bütün insanlar tarafından övülecektir.
Hafız Süyûtî (rh.), “er-Riyâzu’l-enîka…” isimli eserinde Peygamberimizin doksan dokuz ismini bildirdikten sonra ve Muhammed (s.a.v.) ism-i şerîfi ile alakalı diyor ki:
Allâhü Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruyor ki (meâlen):
“Muhammed (s.a.v.) Allâh’ın Resûlüdür.” (Fetih S., âyet 29),
“Muhammed de (s.a.v.) ancak bir Resûldür.” (Al-i İmran Sûresi, âyet 144),
“Muhammed (s.a.v.) sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Velâkin Allâh’ın Resûlüdür.” (Ahzâb S., âyet 40)
Muhammed ism-i şerîfi Hz. Peygamberin (s.a.v.) en meşhur ve en yüce ismidir. Hadîs-i şerîflerde de bu mübarek isim geçmektedir. Bu mübârek ismin bazı hususiyetleri vardır:
Müslüman olmak isteyen bir kimse ‘Lâ ilâhe illallâh”dan sonra “Muhammedün Resûlullâh” (kelime-i tevhidini*) demedikçe İslâm’a girmiş olmaz. Bunun yerine Ahmed yahut diğer güzel isimlerinden birini söylese kâfî gelmez.
Namazda teşehhüdün sahîh olması için de ‘et-tehiyyâtü…’ deki kelime-i şehâdette “Muhammed” ismini söylemek şarttır. Peygamberimizin diğer isimleriyle teşehhüd okunmaz. Hutbe de şehâdet okunurken: “Ve neşhedü enne Muhammeden…” okunur.
“Muhammed” ve “Ahmed” ism-i şeriflerinin bir hususiyeti Peygamber Efendimizden önce kimseye konulmamış olmasıdır. Allâhü Teâlâ bu mübârek ismi hakîkî sâhibi için muhâfaza etti, ondan önce kimse, Ahmed ve Muhammed ismiyle meşhûr olmadı.
*Kelime-i Tevhid’in manası: “Allah’dan başka ilah yoktur, Muhammed (s.a.v.) onun peygamberidir.”
Hicrî: 22 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder