18 Nisan 2015 Cumartesi

KELİME-İ TEVHİD’İN FAZÎLETİ



قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:   أَفْضَلُ الذِّكْرِ لَا اِلٰهَ إِلَّا اللهُ وَأَفْضَلُ الدُّعَاءِ اَلْحَمْدُ للهِ. (هـ)
بيغمبرأفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر " أك فضيلتلى ذكر لااله الاالله أك فضيلتلى دعاده الحمدلله در ."

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “En fazîletli zikir ‘Lâ ilâhe illallâh’, en faziletli dua da ‘Elhamdülillâh’dır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 19 Cemâziyelâhir 1436   Fazilet Takvimi  

KELİME-İ TEVHİD’İN FAZÎLETİ


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Kim yetmiş bin defa ‘Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullâh’ derse cehennem ateşine müstehak olsa da Allâhü Teâlâ onu cennete koyar.”
Cenâb-ı Hak, Firavun’u boğup Musâ aleyhisselâmı kurtardığında, Hazret-i Musa Cenâb-ı Hakka şöyle niyâz etti:
“Yâ Rabbi, bana bir amel öğret ki ihsân ettiğin şu nimete şükretmiş olayım.” Hak Teâlâ buyurdu:
“Yâ Musâ, Lâ ilâhe illallâh, de” buyurdu. Hz. Musa:
“Yâ Rabbi, bütün kulların bunu söylemektedirler” dedi. Allâhü Teâlâ: “Yâ Musâ, Lâ ilâhe illallâh, de” buyurdu. Hazret-i Mûsa: “Lâ ilâhe illâ ente. Yâ Rabbi, bana mahsûs bir amel niyâz ediyorum” dedi. Cenâb-ı Hak buyurdu ki:
“Yâ Musa, yedi kat gök ve içindekiler; güneş, ay, yıldızlar, cennetler, Arş, Kürsî, melekler, yedi kat yer ve yerdekiler; dağlar, denizler, nehirler, ağaçlar, insanlar, cinler ve hayvanlar mîzanın bir kefesine konsa, Lâ ilâhe illallâh da diğer kefesine konsa Lâ ilâhe illallâh elbette ağır gelirdi.”
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Zikrin en üstünü Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullâh’dır. Muhakkak Allâhü Teâlâ bütün peygamberlerine ve ümmetlerine bu zikre davet etmelerini emretmiştir. Lâ ilâhe illallâh’dan daha yüce bir kelime indirilmemiştir. Yerler ve gökler onunla ayakta dururlar. O, ihlâs kelimesidir. O, İslâm kelimesidir. O, takvâ kelimesidir. O, nûr kelimesidir. O, necât (kurtuluş) kelimesidir. O, rahmet kelimesidir. O, Allâh’ın en yüce kelimesidir. Kim onu bir defa söylerse günahları deniz köpüğü kadar da olsa bağışlanır.” (Tirmizi)
Şeyh Ebu’r-Rebî‘ şöyle anlattı: Yetmiş bin defa ‘Lâ ilâhe illallâh’ okumuş, lâkin henüz sevabını kimseye bağışlamamıştım. Bir ziyâfet sofrasında iken aramızda keşif sâhibi (kalp gözü açık) olduğu söylenen bir çocuk da vardı. Yemek esnâsında ağlamaya başladı. Sebebi soruldu. “Annemin ateşe atıldığını gördüm” deyince okuduğum kelime-i tevhîdleri onun validesine bağışladım. Çocuk gülmeye başladı ve “Annemin ateşten çıkarıldığını görüyorum” dedi. Çocuğun keşfinin açık olduğunu ve bu hadîs-i şerîfin sahîh olduğunu anladım.
Hicrî: 19 Cemâziyelâhir 1436   Fazilet Takvimi  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder