قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
كَفَى بِالْمَرْءِ سَعَادَةً أَنْ يُوثَقَ بِهِ فِي أَمْرِ
دِينِهِ وَدُنْيَاهُ.
(كنز)
" دين و دنيا
اشلرنده كندسينه إتماد أديلر اولماسى كشيه سعادت اولراق يتر ."
“Din ve dünyâ işlerinde kendisine îtimâd edilir olması, kişiye saâdet olarak yeter.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 8 Recep 1436 Fazilet
Takvimi
SALTANAT MI, CİHÂD MI?
Kânûnî Sultân Süleymân Hân hazretleri, gençliğinden vefatına kadar
aziz ömrünü tamamen Allâh’ın dinini yüceltmek için sarf etmiş bütün
Müslümanların rahat ve huzuru için kendi rahatını terk etmişti. Ömrünü
kâh küffâr ile, kâh sapıklar ve dinsizler ile cenk ve cihâd ile
geçirmiş, bizzat ordusu başında 13 sefere gitmişti. Hatta ömrünün
sonunda, gücü kuvveti kesilmiş halde iken Avusturya kalelerinden
Zigetvar’ın fethi için sefere çıkmıştı.
İslâm askeri bu kaleyi muhasara ettikleri sırada Sultanın hastalığı
şiddetlenip fetihten bir gün evvel ölüm sıkıntısı içerisindeyken “Kale
feth olundu mu” diye sordular. “Padişahım henüz fethedilmedi. Amma
himmetinizle fetholunmak üzeredir” denilmesi üzerine “Ocağı yana, ne hoş
olmadı” buyurdular. Bu sözlerinden fazla geçmeden kalenin içinde bir
yangın çıkması ile o kale fetholundu.
Merhûm Sultan vefât etmeden evvel, çadırı içinde yere döşeli kilim ve
keçenin bir tarafını söktürdüler. Sonra izzet tahtından tevazu
toprağına inip Cenâb-ı Hakka niyâz ile yüzünü topraklara sürdü ve şöyle
niyâz eyledi:
“İlâhî! Sen bütün varlıkların yaratıcısı, ilâhısın. Ben ise senin
topraktan yarattığın kusurlu bir kulunum. Birkaç gün mahlûkatın üzerine
çoban kılıp kulların hizmetinde kullandım. Lâkin ben zayıf ve bu hizmeti
layıkıyla eda etmekten âciz olduğumdan üzerime vacip olanı îfâ
edemedim. Şimdi de amellerimin karşılığını görmek üzere senin dergâhına
yöneldim. Ey Ekremü’l-Ekremîn ve Ey Erhamü’r-Râhimîn! Benim bunca
kusurlarımı affet ve amel defterimden bütün günahlarımı mahvet. Zira
senin dergâhından başka sığınacak yerim yoktur.”
Padişah, ilticasına böyle devam ederken hizmetine bakanlar:
“Sultanım, bu kadar tazarru kâfidir. Duânız inşaallâh müstecâbdır”
dediler, kaldırıp yerine getirdiler. Bundan sonra fazla geçmedi, Sultan
Süleyman vefât etti.
Rahmetullâhi aleyh.
Hicrî: 8 Recep 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder