قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِثْنَتَانِ يَكْرَهُهُمَا ابْنُ آدَمَ
الْمَوْتُ وَالْمَوْتُ خَيْرٌ لِلْمُؤْمِنِ مِنَ الْفِتْنَةِ وَيَكْرَهُ قِلَّةَ
الْمَالِ وَقِلَّةُ الْمَالِ أَقَلُّ لِلْحِسَابِ. (حم)
"إيكى شى واردركى
آدم اوغلى ( إنسان ) اونلردان حوشلانماز اؤلم دن حوشلانماز حالبوكى اؤلم ( صاغ
قالبده اوغرايه جغى ) فتنه دن خيرلى در
مالين آزلغندان حوشلانماز حالبوكى مالين آز اولماسى حساب إيجين داها قولايدر
."
“İki şey vardır ki, Âdemoğlu (insan) onlardan hoşlanmaz. Ölümden
hoşlanmaz. Hâlbuki ölüm (sağ kalıp da uğrayacağı) fitneden hayırlıdır.
Malın azlığından hoşlanmaz. Hâlbuki malın az olması hesâb için daha
kolaydır.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 25 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet
Takvimi
O’nun Maiyetindekilerden: AMR BİN ABESE (r.a.)
Amr bin Abese radıyallâhü anh ilk Müslümanlardandır. Müslüman oluşunu şöyle anlattı:
“Kalbimde putlara tapmanın bâtıl olduğu yerleşmiş idi. Benim putlara tapmanın doğru olmadığını söylediğimi işiten birisi:
“Ya Amr, Mekke’de bir zât var. Senin söylediğin gibi sözler söylemektedir” dedi. Hemen Mekke’ye yola çıktım. Bu Resûlullâh Efendimizin peygamberliğinin başlarında idi. Müslümanların henüz pek zayıf bulundukları bir zamandı. “Sen onun yanına gündüz gidemezsin, müsaade etmezler. Ancak o gece Kâbe-i Muazzama’yı tavaf ederken gidebilirsin” dediler. Ka‘be-i Muazzama’nın önünde bekledim. Onu ancak tehlîl getirdiği (Lâ ilâhe illallah dediği) sırada sesinden tanıdım. Hemen huzuruna vardım ve:
- Siz kimsiniz, diye sordum.
- Ben Allâh’ın Nebisiyim, buyurdular.
- Allâh’ın Nebisi ne demektir?
- Allâh’ın Resûlü demektir.
- Allâh sizi ne ile gönderdi?
- Allâhü Teâlâ’ya hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnız ona ibâdet etmek, putları kırmak ve kan dökmemek ile.
- Bu hususta kim sizinle beraberdir?
- Hür ve köle. (Yani Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Bilâl radıyallâhü anhümâ.)
- Elinizi açınız, size bîat eyliyeyim! dedim ve İslâm üzere Resûlullâh Efendimize bîat eyledim. Öyle zannediyorum ki Müslümanların dördüncüsü idim. Sonra:
- Yâ Resûlallâh! İzin veriniz, maiyetinizde ikâmet edeyim, dedim;
- Hayır. Bilakis kavminin yanına dönüp onları irşâd eyle. Benim çıktığımı işittiğin vakit Medine’ye gelirsin, buyurdular.
Kavmimin yanına döndüm ve haberinin bana ulaşmasını bekledim. Medîne-i Münevvereden bazı ahbablarım geldiler, Muhammed aleyhisselâm Mekke’den Medine’ye hicret ettiğini haber verdiler. Ben de Medine’ye gittim. (Üsdü’l-Gâbe)
Hicrî: 25 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder