Ayeti Kerime: الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
Meâlİ “O (Allah) ki ölümü ve hayatı, hanginizin amelce daha güzel olduğunu imtihan için yarattı. O Azîz ve Gafûr’dur.”
(Mülk Sûresi, âyet 2)
Meâlİ “O (Allah) ki ölümü ve hayatı, hanginizin amelce daha güzel olduğunu imtihan için yarattı. O Azîz ve Gafûr’dur.”
(Mülk Sûresi, âyet 2)
Hicrî:12 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
“O (ALLAH) Kİ ÖLÜMÜ VE HAYÂTI YARATTI”
Her canlının hayatı ve ölümü, Allâhü Teâlâ'nın yaratması ve takdir
etmesiyledir. Hiçbir kimseye takdîr olunmuş vaktinden önce hayât
verilmez ve yine hiçbir kimse eceli gelmedikçe ölmez. Eceli gelince de
bir saniye olsun daha yaşıyamaz. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de:
وَلَن يُؤَخِّرَ اللَّهُ نَفْسًا إِذَا جَاء أَجَلُهَا
“Halbuki Allâh bir nefsi eceli geldiği zaman aslâ te’hîr buyurmaz…” (Münâfikûn sûresi, âyet 11) buyurulmuştur.
وَلَن يُؤَخِّرَ اللَّهُ نَفْسًا إِذَا جَاء أَجَلُهَا
“Halbuki Allâh bir nefsi eceli geldiği zaman aslâ te’hîr buyurmaz…” (Münâfikûn sûresi, âyet 11) buyurulmuştur.
Dirilten ve öldüren ancak Allâhü Teâlâ’dır. Mahlûkatının bir kısmını
hayat sahibi olarak yaratmış ve bilhassa insanları imtihan için bu âleme
getirmiştir Nitekim Mülk sûresinin ikinci âyetinde meâlen: “O ki: ölümü
ve hayatı yarattı, hanginizin amelce daha güzel olduğunuzu imtihan
için.” buyurulmuşdur.
İnsanın eceli muayyen vakit olduğu gibi insanlardan meydana gelen
cemiyetlerin de Allâh katında belli bir nihayeti vardır. Her millet, her
topluluk ne kadar yaşarsa yaşasın:
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ
“Her ümmet için bir ecel vardır. Artık ecelleri gelince bir lâhza geri de kalmazlar, öne de geçemezler.” (A’râf, 34) âyet-i kerîmesinde buyurulduğu üzere bir gün nihayet bulacaktır.
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ
“Her ümmet için bir ecel vardır. Artık ecelleri gelince bir lâhza geri de kalmazlar, öne de geçemezler.” (A’râf, 34) âyet-i kerîmesinde buyurulduğu üzere bir gün nihayet bulacaktır.
Ecel, her hayat sahibinin ölümü için Allâhü Teâlâ’nın takdir buyurmuş
olduğu belirli bir vakittir. Her kimsenin bir eceli vardır. Ölüm
sebepleri değişse de ecel değişmez. Öldürülen de Allâh tarafından takdîr
olunan eceliyle vefat eder. Katl fiilinin akabinde ölümü yaratmakta bir
ilâhî âdettir. Cenâb-ı Allâh, öldürme fiilinin zamanını ezelde bildiği
için maktulün ecelini öylece takdir buyurmuştur. Yoksa kâtil, ölenin
hayat müddetini eksiltmiş değildir.
وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ أَنْ تَمُوتَ إِلاَّ بِإِذْنِ الله كِتَابًا
مُّؤَجَّلاً
“Hem Allâh’ın izni olmadıkça kimseye ölmek yoktur, o va’desile
yazılmış şaşmaz bir yazı” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 145) gibi kat'î
delîller vardır. O halde ömrün eksildiğine inanmak doğru değildir.
Kâtilin mesuliyeti ise takdir-i ilâhînin ne olduğunu bilmediği halde
yasaklanmış olan öldürme fiiline cür'et ederek fesada âlet ve ilâhî
kazânın o sûretle zuhûruna sebeb olduğundan dolayıdır.
Hicrî:12 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder