Hadîs-i Şerîf, : “Özür dilemek zorunda kalacağın bir şey yapmaktan sakın.”
(Hadîs-i Şerîf, Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 1 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
ÖZÜR DİLEYECEĞİN SÖZÜ SÖYLEME
Sahâbeden Hz. Sa’d bin Ubâde (r.a.) oğluna “Daha sonra özür
dileyeceğin sözü ve işi terk et. Muhakkak insan yaptığı hayırlı işten
dolayı özür dilemez.” demiştir.
Emevî Halîfesi Ömer bin Abdülazîz, Meymûn bin Mihrân'a bir tavsiyesinde şöyle dedi:
“Benden şu sözleri al ve sakla:
Bir iyiliği emretmek için yahut münkerden nehyetmek için de olsa sultanla arkadaşlık etme,
Kur’ân okutmak için de olsa bir kadınla baş başa kalma,
Sıla-i rahmi terk edenle dost olma, zira senden de alâkasını keser.
Ertesi gün özür dileyeceğin sözü söyleme.
Zünnûn-i Mısrî (k.s.) şöyle buyurdular:
Üç şey kemâl; olgunluk alâmetlerindendir:
1. Konuşmadan önce sözünü tartmak
2. Daha sonra özür dilemek gereken şeyi söylememek.
3. Sefîhe (hafif akıllıya) cevap vermemek.
2. Daha sonra özür dilemek gereken şeyi söylememek.
3. Sefîhe (hafif akıllıya) cevap vermemek.
MÜ’MİN, MÜNÂFIK VE KÂFİRİN MİSALİ
Abdullâh bin Mesûd Hazretleri buyurdular ki:
“Mü’min, münâfık ve kâfirin misâli şu üç kişinin hâline benzer ki
onlar bir vadiye gelmişlerdir. Vadiyi sel basacaktır ve karşıya
geçmeleri gerekmektedir.
Onlardan birisi hemen yol alarak geçer.
Sonra diğeri yola girer, vadinin yarısına geldiğinde arkada kalan
arkadaşı ona “Nereye gidiyorsun, helâk olacaksın orada, hemen buraya,
başladığın yere geri dön.” der.
Geçmiş olan ise ona, “Haydi, kurtuluş buradadır, buraya gel.” der. O,
bir ardına, bir ileriye bakar ve bu sırada gelen selde boğularak helâk
olur.
İşte onlardan vadiyi geçmiş ve kurtulmuş olan, mü'mindir.
Ortada bir ileri bir geri giden münâfıktır ki, onun hakkında “İmân
ile küfür arasında mütereddit bir haldedir ne mü’minlere, ne kâfirlere,
ikisi arasında bocalar dururlar...” buyrulmuştur. (Nisâ sûresi, âyet
143)
Geride kalan da kâfirdir.
Hicrî: 1 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder