قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ... فَاتَّقُوا شَهْرَ رَمَضَانَ فَاِنَّ الْحَسَنَاتِ تُضَاعَفُ فِيهِ مَا لَا تُضَاعَفُ فِيمَا سِوَاهُ وَكَذٰلِكَ السَّيِّئَاتُ. (طص)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : رمضان آينده (كونحلر ) دان ساقنينز ، جونكى بو آيده إيلكلريك ( ثوابى ) ، ديكر آيلارده اولماديغى قدار قاتلانر . كوناحلرده بويله در . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ramazan ayın(da günahlar)dan sakınınız. Çünkü bu ayda iyilikler(in sevabı), diğer aylarda olmadığı kadar katlanır. Günahlar da böyledir.”
(Taberânî, el-Mu‘cemü’s-Sağîr)
Hicrî: 09 Ramazân 1446 Fazilet Takvim
RAMAZÂN-I ŞERÎF AYINDA GÜNAH İŞLEMEKTEN SAKINMAK
Ümmü Hânî radıyallâhü anhâ’dan rivâyet olunan bir hadîs-i şerîfte Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular ki:
“Muhakkak ümmetim, Ramazân-ı şerîfi (gecesini ibadetle gündüzünü oruçla) ihyâ ettiği müddetçe zelil hâle düşmez.”
Ashâb-ı Kirâm’dan bir zât, “Zelil hâle düşmek nedir, yâ Resûlallâh?” diye suâl etti.
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular ki: “O ayda, Allâhü Teâlâ’nın haram kıldığı şeylerin işlenmesidir. Kim Ramazân-ı şerîf ayında zina veya içki içmek gibi bir günah işlerse (ve bundan dolayı nasuh bir tevbeye muvaffak olamazsa), Allâhü Teâlâ, o kimsenin Ramazân-ı şerîf ayını kabul etmez. Diğer sene Ramazan ayına kadar Allâhü Teâlâ’nın, meleklerinin, semâvât ve arz (ehlin)in gazabı, o kimse üzerine olur.”
Allâhü Teâlâ, Ramazân-ı şerîf ayına hürmet etmeyip, haklarına riâyet etmeyenlere gazap eder.
Ramazân-ı şerîf ayı, tevbe ve mağfiret ayıdır. Her kim bu aya gereken hürmeti gösterir; lisanını kötü sözlerden, karnını haram yiyeceklerden, nefsini Allâhü Teâlâ’nın razı olmayacağı arzulardan muhafaza ederse Allâhü Teâlâ, o kimseyi sever ve Habîb-i Ekrem’i Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem ile beraber Cennet’ine koyar.
NASİHATİ ÖNCE KENDİN TUTMALISIN
Abdullâh ibn-i Mesûd radıyallâhü anh Hazretlerinin talebelerinden Ebû Hâlid (rah.) anlattı:
Mescitte otururken Ashâb-ı Kirâm’dan Habbâb bin Eret radıyallâhü anh geldi. Bir tarafa oturdu, hiç konuşmadı.
Oradakiler, “Efendim, etrafınızdaki şu cemâat, onlara bir hadîs nakletmeniz yahut vaaz ü nasihat etmeniz için toplandılar.” dediler. Şöyle cevap verdi:
“Onlara neyi emredeyim. Olur ki kendim yapmadığım bir şeyi onlara emrederim (Bunun vebâlini düşünüyorum).”
Hicrî: 09 Ramazân 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder