قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ثَلَاثٌ مِنَ الْإِيمَانِ: أَنْ يَحْتَلِمَ الرَّجُلُ فِي اللَّيْلَةِ الْبَارِدَةِ فَيَقُومُ فَيَغْتَسِلُ لَا يَرَاهُ إِلَّا اللهُ وَالصَّوْمُ فِي الْيَوْمِ الْحَارِّ وَصَلَاةُ الرَّجُلِ فِي الْأَرْضِ الْفَلَاةِ. (هب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أوج شى ، إيمانداندر : بر كمسنيك ، سوغق بر كجه ده إهتلام اولديغى زمان كندسنى الله تعالى دان باشقه كمسه كورمديكى حالده قالقب غسل أتمسى ، صجق كونلرده اوروج طوطماسى و بر كمسنيك ( سفرده ) عصصز ، قورقولى بر يرده إيكن نمازنى قلماسى . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Üç şey, imandandır: Bir kimsenin, soğuk bir gecede ihtilam olduğu zaman kendisini Allâhü Teâlâ’dan başka kimse görmediği hâlde kalkıp gusletmesi, sıcak günlerde oruç tutması ve bir kimsenin (seferde) ıssız, korkulu bir yerde iken namazını kılması.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 15 Ramazân 1446 Fazilet Takvim
“ÖLÜM GELİNCEYE KADAR RABB’İNE İBADET ET”
Hicr Sûresi’nin 97 ilâ 99. âyet-i kerîmeleri, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretlerinin hayatta bulundukça hamd ve tesbîhe, Müslümanlar ile beraber kulluk secdesine devam etmekle mükellef bulunmuş olduğunu beyan buyurmaktadır. Şöyle tefsir edilmiştir:
Ey Habîb’im! Kâfirlerin söyledikleri şeylerden, onların o alaylarından, o Kur’ân-ı Mübin’i inkâr etmelerinden dolayı senin göğsün muhakkak ki daralıyor, onların o rezilce hâllerinden dolayı bir üzüntü içinde kalıyorsun. Çünkü öyle dinsizliklere, terbiyesiz hareketlere karşı temiz ruhlu zâtların kalben muzdarip, müteessir olmaları, insanlığın fıtratı, yaratılışı gereğidir. Fakat Resûl-i Zîşân’ım! Sen yine sabır ve sebattan ayrılma.
Sen, Ey Resûl-i Ekrem! Hemen Rabb’ine hamd ile tesbîh et. O Yüce Yaratıcı’yı noksan sıfatlardan tenzîhe devam et ve secde edenlerden ol. Namaza, niyaza devam edip Cenâb-ı Hak’tan kalp huzuru temennisinden geri durma. Çünkü insan, bu sayede rûhen ferahlar, İlâhî yardımlara nâil olur.
Ve Ey Resûl-i Ekrem! Sana ölüm gelinceye değin hayatta bulundukça her vakit Rabb’ine ibadet et, onunla gönlünü ferah tut, İlâhî feyizlere mazhar olarak yaşa.
Ölüm, herkes için katîdir; mutlaka vâki olacaktır. Ebedî hayata nazaran bu dünya hayatı pek geçicidir ve nihayet bulacağı kesin olarak bilinmektedir.
Bütün beşeriyet ve bilhâssa bütün peygamberler hayatta bulundukça Cenâb-ı Hakk’a ibadetle vazifelendirilmişlerdir. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz de âhirete irtihâl edinceye kadar bütün kulluk vazifelerini îfâya devam etmişti. İbadet ve itaate devam hususunda o Peygamber-i Zîşân’a verilen bir emir, onun bütün ümmetine de bir emirdir.
Binâenaleyh onun ümmeti olarak bizler de hayatta oldukça Allâhü Teâlâ’ya ibadet etmeye devam etmeli, hayatın bir lahzasını bile beyhude yere zâyi etmemeliyiz. Cenab-ı Hakk’a hamd ü senâdan, onun lütfunu niyazdan geri kalmamalıyız. İnsan ancak bunlar sayesinde ebedî selâmet ve saadetini temine muvaffak olmuş olur.
Hicrî: 15 Ramazân 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder