قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اِتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ. (ق)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : يارم حورما ( صدقه ) إيله ده اولسه جهنم دن قورونونوز . بونى بولامايان ، كوزل سوزله اولسون ، كندسنى قوروسون . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Yarım hurma (sadaka) ile de olsa Cehennem’den korununuz. Bunu bulamayan, güzel sözle olsun, kendisini korusun.”
(Müttefekun Aleyh)
Hicrî: 04 Ramazân 1446 Fazilet Takvim
İNFAKTA BULUNMANIN FAZİLETİ
Âl-i İmrân Sûresi’nin 92. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurulmuştur -meâlen-: “Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar birre (iyiliğe) nâil olamazsınız ve her ne şey infak ederseniz, şüphe yok ki Allâhü Teâlâ hakkıyla bilir.” Bu âyet-i kerîme müminlere, Cenâb-ı Hakk’ın lütuf ve ihsanına mazhar olabilmelerinin yolunu gösteriyor. Müminlerin yapacakları infakın, hayır ve hasenatın kabul edileceği müminlere müjdeleniyor. Şöyle tefsir edilmiştir:
Ey müminler! Sevdiğiniz şeylerden mala, cana, nefse ait, insanlarca ışıltılı, sevilip istenen mallardan hak yolunda infak etmedikçe (harcamadıkça) birre, yani kâmil hayra veya rahmet-i İlâhiyye’ye, büyük bir sevaba, Cenâb-ı Hakk’ın rızasına veya Cennet bahçesine nâil olamazsınız. Ve hak yolunda her ne şey infak ederseniz, şüphe yok ki Allâhü Teâlâ, onu, o infak ettiğiniz şeyi, hakkıyla bilir, ona göre sizlere mükâfatını ihsan buyurur. Hâlis bir sûrette olan hiçbir infakı karşılıksız bırakmaz.
Velhasıl; Allah rızası için sadaka vermek, zekât vermek bir infaktır. Büyük bir makamı, mevkiyi İslâmiyet’e hizmet için güzelce idare etmek ve icabında onu terk eylemek de bir infaktır; cihâd sahasına atılarak fedakârlıkta bulunmak da bir infaktır; Allah rızası için, yaratılmışlara sözüyle, fiiliyle yardım etmek de bir infaktır.
Bir mümin gücü yettiği hâlde, lüzum hâlinde böyle bir infakta bulunmadıkça “iyilikte öne geçenler makamına” nâil olamaz. Bunun içindir ki ümmet-i Muhammed’in seçkinleri, Hak yolunda mallarını, canlarını feda etmekten aslâ çekinmemişlerdir. Hattâ rivâyet olunur ki: Bu âyet-i kerîme nâzil olunca Ashâb-ı Kirâm’dan birçok zât büyük infaklarda bulunmuşlardır. Ebû Talhâ (r.a.), Peygamberimize (s.a.v.) gelerek: “Yâ Resûlallah! Muhakkak Allâhü Teâlâ, ‘Sizler, en sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe hakîkî iyiliğe ulaşamazsınız.’ buyuruyor. Malımdan bana en sevimli olan Beyruhâ ismindeki bahçedir. Onu, Allah için tasadduk ettim. Allâhü Teâlâ indinde iyiliğini ve sevabını ümit ediyorum. Yâ Resûlallah! Onu, Cenâb-ı Hakk’ın size bildirdiği şekilde tasarruf ediniz” dedi. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) -iki defa- “Muhakkak şu, çok kazançlı bir maldır...” buyurdular.
Hicrî: 04 Ramazân 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder