قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ. (سورة النحل، ٩٨)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : قرآت اوقوياجاغين وقت أولا ) ، او قووولمش شيطان ، دان همن ( أعوذ اوقويارق ) اللهه صغين ! . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: Kur’ân okuyacağın vakit (evvelâ), o kovulmuş Şeytan’dan hemen (eûzü okuyarak) Allâh’a sığın!”
(Nahl Sûresi, âyet 98)
Hicrî: 09 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
ŞEYTAN VE NEFİSTEN, ALLÂH’A SIĞINMAK -2
Evliyânın büyüklerinden olan Cüneyd-i Bağdâdî (k.s.), bir gece, şeytanı, insanların arasında uryan bir şekilde yürüyüp gezerken gördü. Ona, “Bu hâlin nedir, utanmıyor musun?” diye sorunca, şeytan, “Hani insanlar nerede? Senin insan dediğin bu kimselerle, ben, çocukların oynadığı gibi oynarım.” dedi. Cüneyd-i Bağdâdî (k.s.):
“Peki senin insan dediklerin kimlerdir?” diye sordu.
“Mescitte zikir ehli olan iki kişi vardır ki şu anda hâlâ oradadırlar. Bana göre insan, onlardır. Zira her ne zaman yanlarına varıp bir vesvese vermek istesem, zikrullâhın nuru ile bana bakarlar. Bu nur sebebiyle yanacak gibi olduğumdan yanlarından kaçıp giderim.” dedi.
Hâsılı bu iki zât, zikrullâhın nuruna nâil olmuş, Allâhü Teâlâ’nın ihlaslı kullarından idiler. Fakat bu makama ulaşamayanların yanından, şeytan bir an olsun ayrılmaz. Hattâ damarlarına ve kalplerine girerek onları, istediği gibi oynatır, dilediği yerlere sürükler. Nitekim hadîs-i şerîfte, “Muhakkak şeytan, kanın (bedende) dolaştığı gibi insan(ın damarların)da dolaşır.” buyurulmuştur.
İnsanın dalâlete düşmesinde, şeytanlaşmış insanların da tesiri vardır. İnsan şeytanı, herkesin bedeninde bulunan nefs-i emmâresidir. Asıl dalâlet ve fesadın kaynağı budur. Nefis, insanın en azılı düşmanı olup helâkine sebep olmakta cinnîlerden olan şeytan ile ortaktır. Şeytan, insan bedenine ancak bu ortaklık ile girmeye yol bulur.
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Senin en büyük düşmanın, (merkezi, iki kaşın arasında olup) bütün vücudunu saran nefsindir.” buyurmuşlardır.
Her kim (şiddetle kötülüğü emreden) nefs-i emmârenin şerrinden kurtulmaz, gece gündüz hevâsına tâbi olursa işte bu kimse, insan şeytanıdır. Kendilerine zulmettikleri gibi yakın arkadaşlarının dalâletine de sebep olurlar.
Mümin, kendisini şeytanlardan muhafaza etse bile nefs-i emmâre, içeriden türlü vesveseler ilkâ eder, hayırlı göstererek nice kötülükler işletir. Nitekim Ramazân-ı şerîfte bütün şeytanlar zincire vurulduğu hâlde birçok insan nefs-i emmâresine uyarak günah işlemeye devam eder.
Hicrî: 09 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"