قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: قَدْ أَفْلَحَ مَنْ هُدِيَ إِلَى
الْإِسْلَامِ وَرُزِقَ الْكَفَافَ وَقَنَعَ بِهِ. (ه)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
إسلامه
هدايت اولونان و كنديسينه يتجك قداريله رزقلاندريب بونه قناعت أدن محقق قورتولوشه
أرمش تر :"
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İslâm’a hidâyet olunan ve kendisine yetecek kadarıyla rızıklandırılıp buna kanâat eden muhakkak kurtuluşa ermiştir.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 20 Zilkâde 1439 Fazilet
Takvimi
EN BÜYÜK ZENGİNLİK KANÂAT
Kanâat üç kısımdır:
Birinci kısım: Ölmeyecek kadarıyla iktifâ edip fazlasına göz dikmemektir. Bu, kanâatin en üstün mertebesidir.
İkinci kısım: Kişinin kendisine yetecek kadar rızka kanâat edip fazla olandan kaçınmasıdır. Bu kanâatin orta mertebesidir. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Hiçbir kul yoktur ki kendisi ile rızkı arasında bir perde olmasın. Eğer kul, kanâat eder, iktisatlı olursa rızkı ayağına gelir. Eğer o perdeyi yırtmaya kalkarsa rızkından fazlasını elde edemez.”
Hikmet ehli kimseler: “Kendisine takdir olunana râzı olanlar aza kanâat ederler.” demişlerdir.
Üçüncü kısım: “Kendisine takdir olunan ile kanâat eder fakat fazlası verilirse de geri çevirmez, az olursa da fazlasını istemez. Bu kanâat ehlinin en aşağı mertebesidir.
Hz. Hasan (radıyallâhü anh) ceddi Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’den rivayet etmişlerdir ki “Dünya dâima değişmektedir. Onda senin (menfaatin) için takdir olunan her şey zayıf da olsan seni bulacaktır. Senin aleyhine takdir olunan şeyleri ise kendi kuvvetinle üzerinden atamazsın. Elinden kaçırdığı şeyden ümidini kesenler râhat ederler. Allâhü Teâlâ’nın kendisine takdir ettiğine râzî olanlar mesrûr olurlar.”
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Ümmetimin en hayırlısı şu kimselerdir ki çok zengin olup azmayanlar, pek fakir olup dilenmeyenlerdir.” buyurmuşlardır.
Hikmet ehli kimseler kanâat hakkında şöyle demişlerdir: “Muhakkak kanâatkâr olanlar fakir bile olsalar zengindirler, kanâatkâr olmayanlar ise zengin bile olsalar fakirdirler.”
“İzzet ve şeref istersen Allâh’a ibâdet ve itâatle iste. Zenginlik istersen kanâatle iste. Kim Allâhü Teâlâ’ya itâat ederse onun yardımına nâil olur. Kim kanâate devam ederse fakirliği zâil olur.”
“Kanâat fakirin izzeti, sadaka zenginin sığınağıdır.”
Birinci kısım: Ölmeyecek kadarıyla iktifâ edip fazlasına göz dikmemektir. Bu, kanâatin en üstün mertebesidir.
İkinci kısım: Kişinin kendisine yetecek kadar rızka kanâat edip fazla olandan kaçınmasıdır. Bu kanâatin orta mertebesidir. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Hiçbir kul yoktur ki kendisi ile rızkı arasında bir perde olmasın. Eğer kul, kanâat eder, iktisatlı olursa rızkı ayağına gelir. Eğer o perdeyi yırtmaya kalkarsa rızkından fazlasını elde edemez.”
Hikmet ehli kimseler: “Kendisine takdir olunana râzı olanlar aza kanâat ederler.” demişlerdir.
Üçüncü kısım: “Kendisine takdir olunan ile kanâat eder fakat fazlası verilirse de geri çevirmez, az olursa da fazlasını istemez. Bu kanâat ehlinin en aşağı mertebesidir.
Hz. Hasan (radıyallâhü anh) ceddi Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’den rivayet etmişlerdir ki “Dünya dâima değişmektedir. Onda senin (menfaatin) için takdir olunan her şey zayıf da olsan seni bulacaktır. Senin aleyhine takdir olunan şeyleri ise kendi kuvvetinle üzerinden atamazsın. Elinden kaçırdığı şeyden ümidini kesenler râhat ederler. Allâhü Teâlâ’nın kendisine takdir ettiğine râzî olanlar mesrûr olurlar.”
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Ümmetimin en hayırlısı şu kimselerdir ki çok zengin olup azmayanlar, pek fakir olup dilenmeyenlerdir.” buyurmuşlardır.
Hikmet ehli kimseler kanâat hakkında şöyle demişlerdir: “Muhakkak kanâatkâr olanlar fakir bile olsalar zengindirler, kanâatkâr olmayanlar ise zengin bile olsalar fakirdirler.”
“İzzet ve şeref istersen Allâh’a ibâdet ve itâatle iste. Zenginlik istersen kanâatle iste. Kim Allâhü Teâlâ’ya itâat ederse onun yardımına nâil olur. Kim kanâate devam ederse fakirliği zâil olur.”
“Kanâat fakirin izzeti, sadaka zenginin sığınağıdır.”
(Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn)
Hicrî: 20 Zilkâde 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder