قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نِيَّةُ الْمُؤْمِنِ خَيْرٌ مِنْ
عَمَلِهِ وَإِنَّ اللهَ لَيُعْطِى الْعَبْدَ عَلَى نِيَّتِهِ مَا يُعْطِيهِ عَلَى
عَمَلِهِ. (جوامع )
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
مؤمنين
نيتى عملن دن خيرلى در . و محقق الله تعالى قوله ’ يابديغى عمله قارشلق ورديكنى
ألبتده نيتنه قارشلق ده ورير ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır. Ve muhakkak Allâhü Teâlâ kula, yaptığı amele karşılık verdiğini elbette niyetine karşılık da verir.”
(Suyûtî, Cem’u’l-Cevâmi’)
Hicrî: 13 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
BU NASÎHAT SANA YETER
Abdullah İbn-i Abbas (radıyallâhü anhümâ) buyurdu ki:
“Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) vefâtından sonra Hazret-i Ali’nin (kerremellâhü vecheh) bana yazmış olduğu mektubundan aldığım nasîhat ve faydayı başka hiçbir şeyden alamadım. Bu mektup şöyledir:
“Besmele ve Allâhü Teâlâ’ya hamdettikten sonra derim ki:
İnsanı, dünyada elde edebileceği bir şeye kavuşmak sevindirir, elde edemeyeceğini bildiği şeyleri elinden kaçırması ise üzer. O halde dünya nimetlerinden nâil olduğun bir şey için fazla sevinme, kaçırdığın şeyler için de fazla üzülme. Sakın amelsiz âhiret sevabı ümit edenlerden ve uzun yaşama ümidiyle tevbeyi sonraya bırakanlardan olma. Bu nasîhat sana yeter. Vesselam.” (Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn)
“Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) vefâtından sonra Hazret-i Ali’nin (kerremellâhü vecheh) bana yazmış olduğu mektubundan aldığım nasîhat ve faydayı başka hiçbir şeyden alamadım. Bu mektup şöyledir:
“Besmele ve Allâhü Teâlâ’ya hamdettikten sonra derim ki:
İnsanı, dünyada elde edebileceği bir şeye kavuşmak sevindirir, elde edemeyeceğini bildiği şeyleri elinden kaçırması ise üzer. O halde dünya nimetlerinden nâil olduğun bir şey için fazla sevinme, kaçırdığın şeyler için de fazla üzülme. Sakın amelsiz âhiret sevabı ümit edenlerden ve uzun yaşama ümidiyle tevbeyi sonraya bırakanlardan olma. Bu nasîhat sana yeter. Vesselam.” (Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn)
GECE İNSANLAR ÜÇ KISIMDIR
Ashâb-ı Kirâm’dan Târık bin Şihâb (radıyallâhü anh) anlatıyor:
Selmân-ı Fârisî (radıyallâhü anh) buyurdular ki:
“Gece vaktinde insanlar üç kısımdır.
Gece kendilerinin lehine olanlar, ne lehine ne de aleyhine olanlar ve kendilerinin aleyhine olanlar.”
Ben, ‘Bu nasıl olur?’ dedim. Şöyle anlattı:
“Gece lehine olanlar, insanlar uyurken gecenin karanlığında abdest alıp namaz kılanlardır.
Gece aleyhine olanlar, insanların o vakitte uykuda olmasını ve gecenin karanlığını fırsat bilip Allâhü Teâlâ’ya isyanda bulunanlardır.
Gece ne lehine ne de aleyhine olanlar ise sabah namazı vaktine kadar uyuyanlardır.”
Selmân-ı Fârisî (radıyallâhü anh) buyurdular ki:
“Gece vaktinde insanlar üç kısımdır.
Gece kendilerinin lehine olanlar, ne lehine ne de aleyhine olanlar ve kendilerinin aleyhine olanlar.”
Ben, ‘Bu nasıl olur?’ dedim. Şöyle anlattı:
“Gece lehine olanlar, insanlar uyurken gecenin karanlığında abdest alıp namaz kılanlardır.
Gece aleyhine olanlar, insanların o vakitte uykuda olmasını ve gecenin karanlığını fırsat bilip Allâhü Teâlâ’ya isyanda bulunanlardır.
Gece ne lehine ne de aleyhine olanlar ise sabah namazı vaktine kadar uyuyanlardır.”
(Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye)
Hicrî: 13 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder