قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَفْضَلَ الْهَدِيَّةِ
(أَوْ أَفْضَلَ الْعَطِيَّةِ) الْكَلِمَةُ مِنْ كَلَامِ الْحِكْمَةِ يَسْمَعُهَا
الْعَبْدُ ثُمَّ يَتَعَلَّمُهَا ثُمَّ يُعَلِّمُهَا أَخَاهُ خَيْرًا لَهُ مِنْ
عِبَادَةِ سَنَةٍ عَلَى نِيَّتِهَا. (كنز)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
هديه
نين ( إحسانين ) أك فضيلتلسى قولون حكمتلى سوزلردن بر كلمي اؤكرنيب صوكره ده اونى
بر قردشينه اؤكرتمسى در كى ( بو ) كندسى إيجن نيتنه كوره بر سنه عبادت دن دها
خيرلى در ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Hediyenin (ihsânın) en fazîletlisi kulun hikmetli sözlerden bir kelimeyi öğrenip sonra da onu bir kardeşine öğretmesidir ki (bu) kendisi için niyetine göre bir sene ibâdetten daha hayırlıdır.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 17 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
ASHÂBIN KARDEŞLİĞİ
Ashâb-ı Kirâm’dan Abdullah bin Mes’ud (radıyallahü anh) anlatıyor:
“Biz bir din kardeşimizi göremediğimiz zaman ona giderdik.
Şayet hasta ise bu gidişimiz hasta ziyareti olurdu.
Eğer bir iş ile meşgul ise ona yardım olurdu.
Şayet bu hallerden birisi yoksa o zaman da sırf ziyaret olurdu.” (Âdâbu’s-Sohbet, Sülemî)
“Biz bir din kardeşimizi göremediğimiz zaman ona giderdik.
Şayet hasta ise bu gidişimiz hasta ziyareti olurdu.
Eğer bir iş ile meşgul ise ona yardım olurdu.
Şayet bu hallerden birisi yoksa o zaman da sırf ziyaret olurdu.” (Âdâbu’s-Sohbet, Sülemî)
SAATLER NİYE SAĞA DÖNER
Eski Mısır’da mevsimler göz önünde bulundurulmaksızın gündüz ve gece müddetleri ayrı ayrı 12 denk parçaya bölünüyordu. Daha sonraki devirde ise saat müddetleri gündüzleri yere dikilen ve kıyas (gnomon) ismi verilen bir çubuğun gölge uzunluğu ölçülerek tesbit edildi.
Bu zaman tesbiti usûlüne yardımcı olarak kum ve su saatleri kullanılıyordu. Kum saatlerinde şişedeki kumun akışı, su saatlerinde ise kaptaki suyun boşalma müddeti, muayyen bir zaman aralığına denk geliyordu. Bunların dışında geceleri de mum saati kullanılıyordu. Kısalan mumun gölgesinin, arkadaki bir cetvel üzerindeki boyuna göre zaman tesbit ediliyordu.
Mısırlılar, masa üzerine veya duvar yüzlerine dikili bir çubuk ile ilk güneş saatlerini icat etmiş oldular. Güneş alan zemin üzerine bir çubuk dikilerek ve gün boyunca her 10-15 dakikada bir, çubuk gölgesinin ucu işaretlenerek saat müddetlerini tesbit ettiler.
Mısır, mevkii itibari ile şimal (kuzey) yarım kürede fakat ekvatora da yakın bir ülke olduğundan, güneş doğduğunda, gölge tam batıya düşüyordu. Bu yüzden güneş yükseldikçe gölge kuzeye, yani sağa doğru hareket ediyordu.
Gün batımında ise gölge doğu yönüne ulaşıyordu. Yani gölge bugünkü bütün saatlerin akrep ve yelkovanında olduğu gibi soldan sağa doğru dönüyordu. Daha sonraları, sarkaçlı ve pilli saatlerde de Mısırlıların bu ilk saatlerindeki yön değişmedi. Hatta sağa doğru dönüşler ‘saat yönüne dönüş’ diye kabul edildi.
Bu zaman tesbiti usûlüne yardımcı olarak kum ve su saatleri kullanılıyordu. Kum saatlerinde şişedeki kumun akışı, su saatlerinde ise kaptaki suyun boşalma müddeti, muayyen bir zaman aralığına denk geliyordu. Bunların dışında geceleri de mum saati kullanılıyordu. Kısalan mumun gölgesinin, arkadaki bir cetvel üzerindeki boyuna göre zaman tesbit ediliyordu.
Mısırlılar, masa üzerine veya duvar yüzlerine dikili bir çubuk ile ilk güneş saatlerini icat etmiş oldular. Güneş alan zemin üzerine bir çubuk dikilerek ve gün boyunca her 10-15 dakikada bir, çubuk gölgesinin ucu işaretlenerek saat müddetlerini tesbit ettiler.
Mısır, mevkii itibari ile şimal (kuzey) yarım kürede fakat ekvatora da yakın bir ülke olduğundan, güneş doğduğunda, gölge tam batıya düşüyordu. Bu yüzden güneş yükseldikçe gölge kuzeye, yani sağa doğru hareket ediyordu.
Gün batımında ise gölge doğu yönüne ulaşıyordu. Yani gölge bugünkü bütün saatlerin akrep ve yelkovanında olduğu gibi soldan sağa doğru dönüyordu. Daha sonraları, sarkaçlı ve pilli saatlerde de Mısırlıların bu ilk saatlerindeki yön değişmedi. Hatta sağa doğru dönüşler ‘saat yönüne dönüş’ diye kabul edildi.
Hicrî: 17 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder