قَالَ
اللهُ تَعَالَى: وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِي الْأَرْضِ إِلَّا عَلَى اللهِ رِزْقُهَا.
(سورة الهود، ٦ )
الله
تعالى شويله بويوردى ( مآلاً ) : " و
يريوزونده يوروين حياط صاحبنين تامامنين رزقى آنجق الله تعالى اؤزرينه در ."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve yeryüzünde yürüyen hayat sahibinin tamamının rızkı ancak Allâhü Teâlâ üzerinedir…” (Hûd Sûresi, âyet 6)
Hicrî: 12 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
KADER- KAZÂ- RIZIK- TEVEKKÜL
Kader: Kader, ilâhî programdır; ezelden ebede kadar hayır ve şer -iyi kötü- meydana gelecek bütün hâdiseler hakkında Cenâb-ı Hakk’ın kendi ilmi îcâbı bilip irâde ve takdir buyurmasıdır.
Kazâ: Kazâ, Cenâb-ı Hakk’ın ezelde takdir buyurduğu hâdiselerin, zamanı gelince ilim ve irâdesine uygun olarak meydana gelmesidir. Meselâ; herhangi bir insanın falan günde dünyaya gelmesini Allâhü Teâlâ’nın ezelde dilemiş ve takdir etmiş olması bir kaderdir. O insanın takdir edilmiş günde yaratılması bir kazâdır.
Rızık: Rızık, Allâhü Teâlâ’nın, hayat sahiplerine gıdalanmaları için verdiği ve onların da yediği şeylerdir. Lâkin insan öz irâdesi ile rızkını helâl veya haram yollardan kendisi seçer ve Allâhü Teâlâ da o yoldan verir. İşte bunun için, rızkını helâlden talep etmeyip haram yiyenler irâde ve ihtiyarlarını kötüye kullandıklarından mes’uldürler. Rızka değil, Rezzâk’a, yani rızkı verene bağlanmak lazımdır. Her canlının rızkını veren Rezzâk-ı Âlem olan Hz. Allâh’dır. Ona inanmak, ondan istemek gerekir. Zîrâ onun hazinesi büyüktür, sonsuzdur. Ona hakîki bir imanla bağlananlar sıkıntı çekmezler. Fakat Rezzâk olan Allâhü Teâlâ’yı unutup da rızka bağlı kalanlar çok sıkıntı çekerler ve hüsrandan kurtulamazlar.
Tevekkül: Tevekkül, maksada erişmek için, maddî ve mânevî sebeplerin hepsini yerine getirdikten sonra, neticesini Allâhü Teâlâ’dan beklemektir. Kişi şayet beklediğine ulaşamazsa, üzülmemeli; “Hakkımda belki bu daha hayırlıdır” diyerek, kaderine râzı olmalıdır. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak “…Siz bir şeyi seversiniz, onun için çalışır ve onu elde etmek istersiniz, fakat bilmezsiniz ki, onun sonunda sizin için şer vardır. Yine siz bir şeyi sevmezsiniz, hoşunuza gitmez ve istemezsiniz, fakat bilmezsiniz ki, sizin için onun sonunda hayır vardır.” (Bakara Sûresi, âyet 216) buyuruyor.
Kazâ: Kazâ, Cenâb-ı Hakk’ın ezelde takdir buyurduğu hâdiselerin, zamanı gelince ilim ve irâdesine uygun olarak meydana gelmesidir. Meselâ; herhangi bir insanın falan günde dünyaya gelmesini Allâhü Teâlâ’nın ezelde dilemiş ve takdir etmiş olması bir kaderdir. O insanın takdir edilmiş günde yaratılması bir kazâdır.
Rızık: Rızık, Allâhü Teâlâ’nın, hayat sahiplerine gıdalanmaları için verdiği ve onların da yediği şeylerdir. Lâkin insan öz irâdesi ile rızkını helâl veya haram yollardan kendisi seçer ve Allâhü Teâlâ da o yoldan verir. İşte bunun için, rızkını helâlden talep etmeyip haram yiyenler irâde ve ihtiyarlarını kötüye kullandıklarından mes’uldürler. Rızka değil, Rezzâk’a, yani rızkı verene bağlanmak lazımdır. Her canlının rızkını veren Rezzâk-ı Âlem olan Hz. Allâh’dır. Ona inanmak, ondan istemek gerekir. Zîrâ onun hazinesi büyüktür, sonsuzdur. Ona hakîki bir imanla bağlananlar sıkıntı çekmezler. Fakat Rezzâk olan Allâhü Teâlâ’yı unutup da rızka bağlı kalanlar çok sıkıntı çekerler ve hüsrandan kurtulamazlar.
Tevekkül: Tevekkül, maksada erişmek için, maddî ve mânevî sebeplerin hepsini yerine getirdikten sonra, neticesini Allâhü Teâlâ’dan beklemektir. Kişi şayet beklediğine ulaşamazsa, üzülmemeli; “Hakkımda belki bu daha hayırlıdır” diyerek, kaderine râzı olmalıdır. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak “…Siz bir şeyi seversiniz, onun için çalışır ve onu elde etmek istersiniz, fakat bilmezsiniz ki, onun sonunda sizin için şer vardır. Yine siz bir şeyi sevmezsiniz, hoşunuza gitmez ve istemezsiniz, fakat bilmezsiniz ki, sizin için onun sonunda hayır vardır.” (Bakara Sûresi, âyet 216) buyuruyor.
(Muhtasar İlmihal, Fazilet Neşriyat)
Açılır bahtımız bir gün hemen battıkça batmaz ya,
Sebepler halk eder Hâlık, kerem bâbın kapatmaz ya.
Benim Hakk’a münâcâtım değildir rızk için hâşâ,
Hudâ Rezzâk-ı âlemdir, rızıksız kul yaratmaz ya.
Erzurumlu İbrâhim Hakkı (k.s.)
Sebepler halk eder Hâlık, kerem bâbın kapatmaz ya.
Benim Hakk’a münâcâtım değildir rızk için hâşâ,
Hudâ Rezzâk-ı âlemdir, rızıksız kul yaratmaz ya.
Erzurumlu İbrâhim Hakkı (k.s.)
Hicrî: 12 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder